Sözleşmeli Erler
READING AGE 18+
Onlar, adı az bilinen…
Ama yükü en ağır olanlardı:
Sözleşmeli Erler.
Yıllardır ailelerinden uzak, sevgilerini saklı, acılarını susturarak görev yapan bu genç adamlar; bazen bir annenin duasını, bazen bir çocuğun gülüşünü, bazen de sadece “dönmek için” söz verdikleri bir yüzü hatırlayarak ayakta kalıyorlardı.
1. BölümSözleşmeli Er… Bugün gökyüzü de benimle aynı ruh halindeydi. Kapkara bulutlar şehri sarmış, ince ince yağan yağmur vitrin camlarına hüzünlü notalar gibi düşüyordu. İnsanlar şemsiyelerinin altında telaşla yürürken ben, mağazanın camından dışarıyı seyrediyordum. Saatin akrep ve yelkovanı, sanki inadına ağır ilerliyordu.Telefonuma düşen o mesaj hâlâ zihnimde dönüp duruyordu:“Çıkışta buluşalım.”Koray yazmıştı. Onunla buluşacağım günlerde zamanın ne kadar yavaş geçtiğini anlatamam. Gelen müşterilerle ilgileniyor, güya ürünleri tanıtıyordum ama aklımın yarısı, belki de tamamı, çoktan Koray’ın yanına gitmişti.Ben Hanna. Yirmi üç yaşında, minyon tipli, esmer tenli bir kadınım. Boyum kısa olabilir ama buna aldırmıyorum. Çünkü gözlerimin derinliğini bilenler bilir: Kahverenginin o sıcak tonunda kaybolan çok oldu. Kendimi olduğum gibi kabul ettim. Belki de bu yüzden Koray bana baktığında, dünyadaki en özel kadın olduğuma inanıyorum.Koray… Onu düşündüğümde bile içim ısınıyor. aceleyle hazırlandım. Koray’ın dediği kafeye doğru yürüdüm. Her zamanki gibi cam kenarındaki masayı seçtim. Manzarası güzeldi; şehrin telaşı yağmurun ince ince yağan taneleriyle birleşince, sanki her şey daha romantik görünüyordu.Kahvemi sipariş ettim. İçimden “Bakalım hangisi önce gelecek, kahvem mi yoksa Koray’ım mı?” diye geçirdim.Camdan dışarı baktığımda onu gördüm. Koray, sakin adımlarla yürüyordu, yağmura aldırış etmeden. O da benim gibi severdi yağmurda yürümeyi. Bu şehirde az mı ıslanmadık beraber… Arabamız yoktu, nereye gidersek hep yürüyerek giderdik. Ama biz mutluyduk. Gerisi bir şekilde hallolurdu.“Aslanım gelmiş işte…” dedim kendi kendime.Koray, beni cam kenarında görünce dışarıda durdu. Sigarasından derin bir nefes çekip dumanını havaya bıraktı. İçtiğini gördükçe içim burkuluyordu. Keşke içmese… Ben sevmeye kıyamıyorum, o kendini zehirliyor.Sonra camın buğusuna parmağıyla bir kalp çizdi. Nefesini cama üfleyip bana gülümsedi. İçim eridi. Ardından kapıya yönelip içeri girdi. Daha kalp camda silinmeden masama gelmişti. Yanağıma küçük bir buse kondurdu. Ben de fazla yaklaşmadım; çünkü nikâh olmadan olmazlardandım.Tam o sırada kahvem geldi. Koray ise kendine çay söyledi.“Çay ısmarladım, sen de alış artık.” dedi gülümseyerek.Ben kahveme sarılıp başımı salladım. “Yok, kahve başka. Çayı da sen seviyorsun diye arada içiyorum zaten.”Koray kıkırdadı. “Senin inadın bile tatlı be Hanna.”Ellerimi kahve fincanında ısıttım, sonra onun soğuktan üşümüş ellerini tuttum. Parmaklarının arasına parmaklarımı geçirince tebessüm etti. Bu halini çok seviyordum; bakışlarında hep bana sakladığı bir huzur vardı.“Ee, anlatmayacak mısın niye buluştuk?” diye sordum.Soruyu sorduğum an yüzündeki gerginliği fark ettim. Belli ki söyleyeceği şey hoşuma gitmeyecek bir şeydi. İçimden bir ürperti geçti.Koray derin bir nefes aldı.“Bak Hanna… Seninle evlenmeyi çok istiyorum. Ama ailemin durumunu biliyorsun, çok borçluyuz. Evde hâlâ ödenmemiş masraflar var. Aldığım maaş ortada. Düğünü bırak, altına yetmez. Bunun eşyası var, düğünü var, nişanı var… Var oğlu var.”Sözleri yüreğime ağır ağır inen taşlar gibiydi. Sessizce dinledim.“Seni hiçbir şeyden mahrum bırakmak istemiyorum. O yüzden düşündüm, taşındım. Uzmanlığa karar verdim. Zaten tecilim de bitmek üzereydi. Maaşı da güzel… Başvuruyu yaptım. Karakoldan geliyorum. Sınava girmiştim, geçtim. Yarın muayeneye gideceğim.”Koray bir çırpıda anlatmıştı. Ama onun her kelimesi kalbimde daha da büyüyen bir boşluk bırakmıştı. İçimde kocaman bir sessizlik oluştu.Askere gidecek… Altı ay… Ben onsuz nasıl geçireceğim bu zamanı?Yüzüm düşmüştü, elim farkında olmadan titredi. Koray hemen fark etti.“Yapma Hanna, asma yüzünü. İkimiz için gidiyorum.” dedi, gözlerimin içine bakarak. “Üç yıl sözleşmeli er olacağım, oda kabul edilirsem.” Koray’ın sözleri kulaklarımda yankılanırken, dışarıda yağan yağmura gözlerim takıldı. Her bir damla sanki içimde kopan fırtınaların tercümanıydı. Onunla geçirdiğim her anı düşündüm: birlikte ıslandığımız yağmurlar, yürüyerek kat ettiğimiz yollar, sokak lambalarının altında gülüşmelerimiz… Şimdi bütün bunlar, üç yıl belk
Unfold
91. Bölüm “Sürprizler Karışınca”
Tolga
Bizimkilere küçük bir sürpriz hazırlamıştık. Normalde iki gün sonra dönmemiz gerekiyordu ama Çiçek ev işi ide balayı izninde halletmek istiyordu. Çiçek’in de hevesini kıramadım; “Hadi dönelim,” dedi, döndük.
Siteye girdiğimizde yalnızca Korayların ışığının yandığını gö……
Dear Reader, we use the permissions associated with cookies to keep our website running smoothly and to provide you with personalized content that better meets your needs and ensure the best reading experience. At any time, you can change your permissions for the cookie settings below.
If you would like to learn more about our Cookie, you can click on Privacy Policy.
Waiting for the first comment……