Sapkın Ağa
READING AGE 18+
Kolumun kavranmasıyla geriye doğru sendeledim. Beni kendine doğru sert şekilde çekerken elimi göğsüne koyup onu ittim. Onunla herhangi bir temas istemiyordum. Kirli ellerini üzerimde istemiyordum. Sinirli solukları ard arda kulağıma doldu. Karşı karşıya, göz göze geldik.
"Bana bak ufaklık" dedi dişleri arasından.
"Ne var?" dedim aynı sinirle.
"Kiminle evleneceğini unutma"
"Bunu unutmak ne mümkün?"
"Eğer okumaya devam etmek istiyorsan bir daha yakınında hiç bir erkek görmeyeceğim. Hareketlerine dikkat edecek, kimi temsil ettiğini unutmayacaksın" kaşlarım sinirle daha da çatıldı. Kolumu geriye çektim bıraktı.
"Koynuna aldığın kızların haddi hesabı yokken benim çocukluk arkadaşımın bana yaklaşması mı sorun oluyor? Ne büyük adalet ama"
"Merak etme yakında seni de koynuma alacağım" dedi ifadesini ciddi bir ifadeye evirirken. İçime bir tiksinti girdi. Yüzümü buruşturmamak için çabaladım.
"Sen tam bir pisliksin" dedim yüzüne karşı. Onu tanıdığım güne lanet ediyordum. İfadesi sertleşti.
"Karım olacağına güvenip sakın haddini aşma. Yoksa gerçek yüzümü sana göstermekten memnuniyet duyarım" gözlüğümü geriye itip bir boğadan farksız nefesler almaya başladım.
"Kaç tane daha yüzün var?" diye sordum bir cesaretle.
"Senin hiç bir yüzünü de seni de görmek istemiyorum" Siniri katlanarak arttı. Tekrar kolumu kavramak isterken geriye doğru adım atmaya başladım. Üzerime gelirken kalbim korkuyla atmaya başladı. Geriye geriye giderken popomun üzerine yere düştüm. Kolumu kavrayıp beni sert şekilde kaldırdı. Beni sürüklemeye başlarken yanan canımı umursamayıp
"Bırak beni seni pislik" diye bağırdım. Beni hiç duymamış gibi yaparak çekiştirmeye devam etti. Çocukluk arkadaşım ile göz göze geldik. Beni kurtarmak için müdüre gideceğini biliyordum. Ona gözyaşlarımın arasında başımı sağa sola salladım. Görüşüm daha da bulanıklaştı ve beni spor salonuna çekip duş alınan kabine sokuşunu izledim. Kolumu bırakıp beni duvara itti.
"Sana bana itaat etmeni, karşı gelmemeni söyledim. Diğerlerinin önünde beni aşağılayabileceğini kim söyledi sana lan? Kim söylesene? Sen kimsin lan? Kimsin ki beni aşağılayabiliyorsun?" korkudan sesim içime kaçmıştı. Sesi tüm duvarları yalayıp geçerek kulağıma ulaşıyordu. Bense duvar ile bütünleşmeye çalışır gibi ona sığındım. İlk defa ona bu kadar ağır şeyler söylemiştim ve anladım ki hiç iyi şeyler yapmamıştım. Tam önüme gelince dar kabinde kenara kaydım. Eli boğazımı buldu. Ne çok acıtıyordu nede bırakıyordu. Ellerimle elini itmeye çalıştım ama tek eliyle bile beni sabit tutabiliyordu. Gözümde ki gözlüğü eline alıp kapıya fırlatıp parçaladı. O gözlüğü almak için günlerce temizlik yapmış para kazanmıştım ben. Hemde bu pisliğin evinde çalışırken.
İlk karşılaşmamız konağa yengemin doğum yapmasıyla yerine geçmemle başladı. 3 aylık arada harçlığımı biriktirmek için onların büyük konağına gitmiştim ve bu şekilde bana musallat olmuştu. Aynı üniversiteye gideceğimizi bilmiyordum. Konakta başlayan işkenceleri okulda devam etmeye başladı. Sonunda babam onunla evleneceksin diyince hayal kırıklığına uğradım. Bu hayatımda duyduğum en kötü şeydi.
Benim sessiz kalacağımı anlayınca elini çeneme koyup biraz sıktı. Dudaklarım öne doğru çıktı. Bakışları gözlerim ve dudaklarım arasında dolaşırken ben panikle yüzümü çevirmeye başladım. Nefesi yüzüme vururken korku ve paniğim arttı. Dudaklarını dudaklarıma bastırıp sert şekilde emmeye başlayınca onu itmeye çalıştım. Gözyaşlarım yanaklarımı ıslatıp onun eline dökülüyordu. Dakikalarca öptükten sonra dudaklarımdan ayrılıp duvara dönüp tükürdü iğrendiğini belli etmek için. Hayal kırıklığıma yeni hayal kırıklığı eklemişti.
"Beni bir daha kızdırmaya kalkma karıcığım" dedi ve çenemi bıraktı. Benden uzaklaşırken bacaklarım beni tutamayıp duvarın dibine çöktüm. Ağlama krizine girdiğim için her şey bana uğultu gibi geliyordu. Beni darmadağın edip gitmişti. Bu hep böyle olacaktı, o ne isterse o olacaktı.
Unfold
Kolumun kavranmasıyla geriye doğru sendeledim. Beni kendine doğru sert şekilde çekerken elimi göğsüne koyup onu ittim. Onunla herhangi bir temas istemiyordum. Kirli ellerini üzerimde istemiyordum. Sinirli solukları ard arda kulağıma doldu. Karşı karşıya, göz göze geldik.
"Bana bak ufaklık" dedi dişleri arasından.
"Ne va……
Dear Reader, we use the permissions associated with cookies to keep our website running smoothly and to provide you with personalized content that better meets your needs and ensure the best reading experience. At any time, you can change your permissions for the cookie settings below.
If you would like to learn more about our Cookie, you can click on Privacy Policy.
Waiting for the first comment……