DİLŞAH +18
Hayalleri olan melez bir kız. Diş hekimliğini birincilikle bitirdiğinde tek amacı kendi ayakları üzerinde durup çalışmaktı. Lakin coğrafya kaderdir sözü onun içinde söylendi.
Kahramanmaraşlı babası Ciwan hastalıkla cebelleşirken kızını yakın dostu Dijvan Ağaya emanet etti. Sandı ki kızının bahtı açık olacaktı.
***
“Bu kadın da kim? Aram, burada neler oluyor?”
“Bu kadın senin kuman. Bundan böyle birlikte yaşayacağız.”
Kulakları uğuldayan Dilşah tek kelime etmeden odasına çıktığında çantasının içinden babasından yadigarı çıkardı. Yeniden avluya indiğinde hiç acımadan konağın duvarlarında yankılanan silahı ateşledi.
Kayınbabası Dijvan “Ne yapıyorsun sen?” diye bağırdığında dolan gözlerine rağmen dimdik durdu ve “Namusumu temizledim. Çünkü senin oğlun benim onurumu gururum ve namusumu ayaklar altına aldı. Sen söyle Dijvar Ağa zivaf gecesinin sabahında konağa kuma getirmek hangi erkekliğe sığar?” deyip arkasını döndüğü gibi odasına geri çıktı.
Dilşah, evlendiği adamın koynuna girdiği gecenin sabahında karşısında kuması ile karşılaşmayı beklemiyordu.
Aram ise içine düştüğü cenderenin tam ortasında kanını avuçlarında hissediyordu.
Peki ya AŞK ikinci bir şansı hak eder miydi? Gurur mu? Aşk mı?
Unfold
Küçük kıvılcımlar kalbin soğukluğunu ısıtmaya yeter mi bilinmez ama büyüdükçe duyguların karmaşasını tetikler.
Baba kız bağ evine geldiklerinde hava kararmış serin hava kendini belli etmişti. Eve girdiklerinde arkalarından gelen adam çantaları içeri bırakıp çıktı. Ev sıcaktı. Temizdi ve güzeldi. Klasik ve otantik bir evdi. Dilşah, göz……
Dear Reader, we use the permissions associated with cookies to keep our website running smoothly and to provide you with personalized content that better meets your needs and ensure the best reading experience. At any time, you can change your permissions for the cookie settings below.
If you would like to learn more about our Cookie, you can click on Privacy Policy.
Waiting for the first comment……