KARA DUVAK [TÖRE][+21]
READING AGE 18+
Devran, onu kolundan yakalayıp duvara sıkıştırdığında, Sahra’nın nefesi kesildi. Erkek kokusu, tütün ve güçlü bir parfümle karışmıştı, burnunu tıkıyordu.
“Bırak beni!” diye inledi tüm gücüyle direnerek. “Ben senin yengenim! Bana nasıl o gözle bakıp dokunmaya cesaret edersin? Behram’ın, abinin kemikleri sızlayacak mezarında!”
Gözlerinden sıcak yaşlar boşalıyor, çaresizliği boğazında düğümleniyordu. Devran’ın yüzünde en ufak bir pişmanlık, bir insanlık kırıntısı yoktu. Tam aksine, buz gibi bakışları daha da keskinleşti. Bir anda kolunu sımsıkı kavradı ve sert bir hareketle kendine çekti. Sahra’nın ince bedeni, Devran’ın düğmeleri açık gömlekle örtülü çıplak, sert göğsüne çarptı. Sıcaklığı ve gücü onu sarhoş etti.
“Burada adetler böyledir Sahra!” diye hırladı kulağının dibinden sesi metalik ve duygusuzdu. “Abim hiçbir zaman gerçekten abim olmadığı için, sen de hiçbir zaman yengem olmadın! Kadınlık görevini yap. Sonra ne halt edersen et. Senden tek istediğim, bu soyu sürdürecek bir erkek evlat. Sana duygusal bir şeyler besleyeceğimi, aşk söz konusu mu sanıyorsun? Zaten! Sadece yatağımda karım olacaksın. Beni sevip sevmemem umurumda bile değil.”
Sahra, bu sözlerin soğukluğu karşısında donakaldı. Tüm mesele bu muydu? Bir çocuk makinesi olmaktı ondan istediği? İğrenç bir tiksintiyle sarsıldı.
“Gerçekten iğrençsiniz!” diye tükürür gibi söyledi. “Ama öyle olsun. Abinin siktiği kadını sikmeyi miden kaldırıyorsa, al bedenimi! İşte seninim!”
Öfke ve çaresizlikle, üzerindeki ince elbisenin yakasını iki eliyle yırtarcasına aşağı çekti. Kumaş yırtıldı ve omuzlarından süzülerek yere düştü. Şimdi karşısında, sadece ince iç çamaşırlarıyla, titreyen bedeniyle duruyordu. Soğuk taş duvar sırtını yakıyordu.
Devran’ın gözlerinde bir parıltı vardı ama zafer ya da arzudan çok, sahiplenmenin vahşi bir ifadesiydi. Hiç tereddüt etmeden elini uzattı, onun ince belini yeniden kavradı ve bedenini tekrar kendine çekti. Diğer eli sırtına kaydı, sütyenin kopçasını buldu ve tek bir becerikli hareketle çözdü.
“Güzel,” diye mırıldandı sesi alçak ve tehditkârdı. “Hemen alışıyorsun.”
Sütyen gevşeyip düştü. Sahra’nın dolgun göğüsleri açığa çıktı, soğuk havada ve onun bakışları altında diken diken oldu. Devran başını eğdi, dudakları neredeyse kulağına değecek kadar yaklaştı. Sıcak nefesi teninde yanık izi bırakıyordu. Bir eliyle de Sahra’nın iri memesini kavramıştı.
“Ve evet,” diye fısıldadı her hecesi bir zehir gibi akıyordu kulaklarına. “Kardeşimin siktiği karıyı sikmeyi midem kaldırır. Hatta biraz sonra, canlı olarak buna şahit olacaksın.”
Sahra gözlerini kapadı. Artık kaçış yoktu. Sadece, bu buz gibi adamın ve onun iğrenç isteğinin esiri olmuştu.
Unfold
41. BÖLÜM: TAŞIN HATIRLADIĞI ŞEY
Avlu boşaldığında, gece olduğu gibi kalmadı.
İnsan gitti ama sözler gitmedi.
Taşlar hâlâ Cihan’ın sesini tutuyordu.
Duvarlar Sahra’nın titreyen kararlılığını.
Hava… Devran’ın tek nefeslik sessizliğini.
Kapı usulca kapandığında, içeri……
Dear Reader, we use the permissions associated with cookies to keep our website running smoothly and to provide you with personalized content that better meets your needs and ensure the best reading experience. At any time, you can change your permissions for the cookie settings below.
If you would like to learn more about our Cookie, you can click on Privacy Policy.
Waiting for the first comment……