İnci +18
Elindeki büyük pasta kutusu ve ağır hediyesi yüzünden her geçen dakika yürümekte zorlanmaya başlayan İnci sonunda girdi, yeni evlerinin bahçesine.
Sessiz adımlarla kocasına doğum günü sürprizi yapmak için ilerlerken oldukça neşeli geçmesini beklediği bu geceye yakışmayan bağırma seslerini işittiğinde, çakılıp kaldı olduğu yere. Her ne olduysa kocası Yiğit, sokağın başından bile duyulabilecek bir kuvvette bağırıyordu içeride.
"İstemiyorum abi, istemiyorum! Zorla mı!?" diyerek abisinin üstüne yürüdü Yiğit. Öfkesi, kontrol edebileceği seviyeyi aşmıştı çoktan.
"Aptallığı bırak Yiğit! Hayat sana toparlanman için bir şans sunuyor ve sen elinin tersiyle itiyorsun!" diye bağırdı Kutay. Ahmak kardeşi bir an önce kendine gelsin istiyordu ancak hiç umut yok gibiydi.
Yiğit’in, "Şans dediğin İnci mi!? Başından beri evlenmek istemediğimi söylediğim kız!" diye aşağılarcasına konuşması üstüne İnci, göğsüne hançer saplanmış gibi hissederken iyice yaklaştı evlerine. Neler oluyordu böyle? Aylardır evli olduğu adam, nasıl oluyordu da bu lafları söylüyordu arkasından?
"Seni seven ve sürekli arkanda duran bir eşin var Yiğit, ne kadar şanslı olduğunu görmüyor musun?" diye araya giren kadın sesi de Yiğit’in arkadaşı Lale’den başkasına ait değildi.
Ne yani, bir tek İnci mi farkında değildi? Herkes mi biliyordu, Yiğit'in bu evliliğe karşı olan isteksizliğini?
Yiğit bu sefer ses tonunu biraz daha düşürerek, "Kız resmen gelip zorla çöktü hayatıma! Ben istemedim yanımda olmasını." diye cevap verdi. Kimsenin sevgisine veya yardımına ihtiyacı yoktu!
Kutay tiksinircesine, "Buraya geldiğinizde söyleseydin o zaman." dedi. Ailelerinin yanında söyleyemediyse bile burada ne engel olmuştu ona? Yazık değil miydi etrafında pervane olan o kızcağıza!? İşini, ailesini, hayatını, her şeyini geride bırakıp kocası için gelmişti buraya.
Kendinden emin bir halde, "Yapacaktım zaten! Söylememe fırsat bırakmadan çoktan yerleşmişti odama." diye karşılık verdi Yiğit. İnci’yi kırıp ailesini karşısına almamak için fazlasıyla yanlış yapmıştı bunca zaman ve artık yetmişti canına!
İnci, son duyduklarıyla titreyerek yere eğilip elindekileri bırakırken yaşlarla ıslanan yanaklarını da kuruladı hemen. Senelerdir sevdiği ve hayatlarının birleşmesini mucize olarak gördüğü adam, evlerinin ortasında durup kendisinden ne kadar rahatsız olduğunu tüm tanıdıklarına haykırırken neredeydi İnci? Nasıl anlamamıştı tüm bu olup biteni?
Unfold
Evlilik muhabbeti hakkında ne mi düşünüyordu İnci? Oldukça basit bir cevap vermesi gerekirse bunun bir muhabbet olmadığını ve en kısa sürede gerçeğe dönüşmesi gerektiğini düşünüyordu. Ama Yiğit’in beklenti içindeki suratına bakarken bu cevabı vermesi pek mümkün değildi tabi.
O yüzden her gün hayalini kurduğu bu konu, sanki zihninde……
Dear Reader, we use the permissions associated with cookies to keep our website running smoothly and to provide you with personalized content that better meets your needs and ensure the best reading experience. At any time, you can change your permissions for the cookie settings below.
If you would like to learn more about our Cookie, you can click on Privacy Policy.
Waiting for the first comment……