Tekmil
Share:

Tekmil

READING AGE 18+

FEYZA NUR KESKİN Romance

0 read

Takvimlerden 4 Haziran 1840'idi. Normalde alışkın olunan Westminster şehrinin o bulutlar ile kapalı boğucu havasından eser yoktu. Sabahın erken saatleri olmasına rağmen onlar günlük telaşa kapılmış halde sokaklarda dolaşıyordu. Gazeteci çocuğun sesi insan kalabalığı arasından duyulmaya başlandı. bu da demek oluyor ki şehrin çarkları her sabah olduğu gibi dönmeye başlamıştı. sokaktaki her insanin yüzünde bir telaş okunuyordu. mutsuz ve tukenmislerdi fakat yaşıyorlardı. durup da 1 dakika düşünmeye vakitleri yoktu. sanki otururlarsa hayatta kalamayacaklardi. bu şehrin çarkları arasında ezilip yok olacaklardı. sokaktan geçen arabaların sesi, bagirismalar, nefes sesleri korna sesleri ve seyyar satıcıların sesi Westminster brough otelinin içerisine doldu. bu otelde balkon kapısı açık kalmış bir odanın içinde 4 direkli tül işlemeli yatakta küçük ve zarif bedeni ile kuş gibi uyuyan Clara tüm bu sokaktaki koşturmacadan habersiz rüya görmeye devam ediyordu ki ansızın bir irkilme ile uyandı. gördüğü şeyin rüya olduğunu anladı ve gözlerini küçük bir kız çocuğu gibi ovusturdu. ardından odanın işlemeli gotik kapısı 2 kez zarifce calındı ve dışındaki oda görevlisi kibarca;- kahvalti servisiniz hazır madam, dedi.Clara bu hitaptan hiç hoslanmiyordu. kendisini sanki 45 yaşında evli 3 çocuğu olan ve her davet veya baloda kendi doğurduğu çocuklar ile övünen koca karılar gibi hissediyordu. henüz tam ayilamadan yataktan kalktı ve uzun beyaz geceliği yerlere sürünerek kapıyı açtı. - Günaydın, dedi uykulu uykulu Clara.hayatında hiç böyle bir şey duymamış gibi afalladi bir an adam. aslında çok da abartmış olmayız böyle dersek. nitekim çoğu soylu ailelerde kendisinden daha assagida olan insanlara karşı böyle hitaplarda bulunan pek çıkmazdı. hal böyleyken adam yemek tepsisinin bulunduğu el arabasını odanın içerisine kadar ittirerek getirdi. tepsiyi Clara aldı ve;- Bundan sonrasını ben hallederim. her şey için teşekkürler, dedi gülümseyerek.adam hala suratindaki o afallamislik halini atamadan odadan çıktı ve kapıyı kapattı. Clara derin bir nefes aldi ve dün akşam açık unuttuğu balkonun kapisini kapatacakken dışarıda bir şey dikkatini çekti. kapıyı tekrardan açtı ve balkonun içerisine girdi. Clara gözlerini kisarak bir şeyi takip ediyordu. aslında bu şey ilk başta neden dikkatini çektiğini anlamadı. tuhaf bir seydigildi. yalnızca ise hastaneye veya okula yetişmeye çalışan koşturan insan kalabalığı arasında öylece ortada durmuş kalmış bir adam. yüzü secilemiyordu bile fakat kılık kıyafetinde de bir absurtluk yoktu. klasik bir İngiliz beyfendisiydi. fakat acelesi yoktu ve sanki zamanın dışında yaşıyormuş gibiydi. belki o esnada Clara sokakta adamın yanından geçse bu denli dikkatini çekmezdi. fakat sokağa daha geniş bakıldığında adam bariz bir şekilde kalabalıktan ayrılıyordu. sanki meydanın orta yerine bir bomba koymuş da onun patlamasını bekliyormuş gibi kibirli gururlu ve cevresini ezikler gibi bir duruşu hafif bir tebessumu vardı. hemen sonra çok daha garip bir şey oldu. adamın suratindaki o ki ir yavaş yavaş kayboldu ve mimiksiz bir halde kafasını kaldırıp calaranin onu izlediği balkona baktı. Clara sanki az önce rüyasından irkilerek uyandığı gibi kendini geriye doğru attı. hayatta bazı durumlar vardır ki bunlar her insanın başına zaman zaman gelir. kimi anları yaşarken duyduğunuz heyecanı korkunclugu aynı durumu bir başkasına anlatırken karşıdakine aktaramazsiniz. bu da öyle bir andı Clara için. derken calaranin odasının kapısı ikinci defa çalınır ve bu sefer cevap beklenmeyerek odanın kapısı açılır. içeriye kafasında kocaman yapay çiçeklerle bezeli bir şapkayı taşımakta zorlanan 40 yaşlarında tıknaz ve

Unfold

Tags: BEforcedprincedramabxgcampusoffice/work placeliesmultiple personality
Latest Updated
yuaufcuk

Prens İvan sonunda ellerinde kelepçe olmadan kapının önünde görüldü. anna dadı İvan' ı gördüğünde yolda aklına gelen türlü türlü belalı hikayeleri son buldu. Prens İvan yorgun bir gece geçirdiği yüzünden belli oluyor idi. Prens İvan dadı anna'yı görünce hem çok şaşırmış görünüyor idi hem de rahatlamış görünüyordu. birbirlerine bakt……

Comment

    Navigate with selected cookies

    Dear Reader, we use the permissions associated with cookies to keep our website running smoothly and to provide you with personalized content that better meets your needs and ensure the best reading experience. At any time, you can change your permissions for the cookie settings below.

    If you would like to learn more about our Cookie, you can click on Privacy Policy.