HAYATIMIN BAHARI
Share:

HAYATIMIN BAHARI

READING AGE 18+

yazar_ranaelif Suspense/Thriller

0 read

Bir aydır her gece, evimin nadir olan ikinci el eşyası kanepede onu beklerken, hayal kurup uyuya kalmıştım. Bir gürültüyle uyandım. İlk önce deprem mi oluyor diye düşündüm. Ama ayak seslerini duyunca çok korktum. Korkumdan cenin pozisyonu alarak kanepede görünmeyeceğimi düşündüm. Ayak sesleri dibime kadar geldiğinde lambanın yandığını fark ettim ve karşımdalar.
Evimin içinde serseri, mafya tipi adamlar, bu bir rüya olsun istedim. Çok korktum. Uykunun verdiği mahmurluk ve korku, hırsız olamazlar. Zaten evde hiç eşya yok denecek kadar azdı.
Öylece bana bakıyorlardı. Hiç birşey yapmadıklarını fark etmem biraz zaman aldı. İki takım elbiseli adam omzundan çekerek ayağa kalkmamı sağladı. Tam karşımda bir adam. Çok sert yüz ifadesi, uzun boylu korkunç bir tipti.
"Sen Murat'ın karısı mısın?" İlk başta cevap vermedim. Sonra yüksek sesle tekrarladı.
"SEN MURAT'IN KARISI MISIN?"
Bu kez artık titriyordum.
"EE , EVET ama siz kimsiniz?"
Ben sadece titremek ve korkmaktan başka bir şey yapamıyordum. Nefes almayı bile unuttum o an, o kadar korkunç tiplerdi. Kalbim göğsünden çıkacak kadar korkunçtu.
"MURAT ne yaptı?"
diyebildim. Titreyerek.
"Kumar borcu karşılığında seni bize sattı."
"Nasıl?" Şaşkınlık, hayal kırıklığı, o an bozguna uğradığımı hissettim. Bir şeylerin içimde tuz buz olmaya başladığı, kırıkların kalbimin her köşesine dağıldığı andaydım.
Her şey çok fazla geldi. İçimde yaşadıklarım. Adamın yüzüme karşı, burnundan soluyarak çemkirmesi. Çok korkuyorum. Kalp hızım kapı kırılma sesinden daha güçlüydü. Bacaklarım ve tüm vücudumun titremesi ...
O korkunç tipler ve söyledikleri benim her an yıkılacağımın belirtisiydi...
Murat böyle bir şey yaptın mı? Beni, karını, namusunu satabildin mi? Sonra bir cesaret geldi.
Korkak ve titrek sesimle,
"Murat'ın borcu ise ondan alın ben ne alaka..."
Nasıl söyleyebildim bilmiyorum.
"O para etmez ama sen edersin." dedi adamın biri, diğerleri sırıtıyordu. O adamların sesi ölüm çığlığımdı hissedebiliyordum.
O öfkeyle söyleyen adamı ittim. Adamın yüz ifadesi, öfke burnundan soluyordu. Yüzüme çok şiddetli bir tokat yedim. Kendimi ağır çekimde yere düşerken gördüm. Ağzımdan burnumdan kan geldi. Alışıktım dayağa ama hiç tanımadığım adamların şiddeti bunları ettim mi?... Canımın acısını o an öfkem ve korkumdan hissedemedim...
Diğerleri;
"Sakın vurma , bize güzel lazım," dediler. "Patron kızmasın." Kahkaha atıyorlardı.
Ben sadece korku ...
(Allah'ım ne oluyor. Bir rüya olsun bu gördüklerim.)
Yerden kaldırdılar. Gidiyoruz diye sürüklüyorlardı. Kendi ayaklarımla cehennemime gidemezdim. Elimden geldiğince direndim. Ben direndikçe daha sert davrandılar. Yüzüm, kollarım çok acıyor, ama kalbim...
.
.
.
Bir bilinmezlik bana ne yapacaklar ?
Murat nerede ?
Bana bunu nasıl yapabildi?
Bir arabaya bindirildim. Siyah minibüs gibi bir araçta hiç kıpırdamadan içimdeki benle savaşıyorum. Arabadaki o süre hiç geçmek bilmedi. Adamlar hiç sesini çıkarmadı. Sessizlik an be an iliklerime işliyordu. Korku bütün vücudumu sardı. Ama öfke ...
Nasıl kurtulabilirim ?
Nasıl kaçabilirim ?
Nereye gittiğimi bile bilmiyorum.
Bir binanın önüne geldik. Dışarısı hâlâ çok karanlıktı. İçine doğru iki kişi sürüklüyordu beni, bodrum katı olmalıydı. Ama içerisi kumarhane yada pavyon tarzı gibi bir yerdi. Ben öyle yerler bilmem, zaten televizyonda gördüğüme göre düşündüm. Bir adamın önüne doğru fırlatıldım. Yerdeyim. O adam bana baktı.
Bende neredeyim diye bakındım. Loş ışıklar, büyük bir oda, bilardo masası, çalışma masası, büyük siyah deri koltuk, duvarda aslan heykeli çok korkutucu duruyordu.
Adamda bana bakıyordu.
"Hım fena değilmiş, işe yarar," dedi. Dudaklarını yaladı. Pis pis sırıtıyordu.
O sinirle yerde toparlanmaya çalıştım.
"Ya siz ne diyorsunuz?" dedim. Dizlerim acımıştı. Yerde öyle kalakalmıştım.
" Bu kızın yüzünü kim dağıttı ?" dedi o adam.
"Murat mı?" Soruyu sorarken öfke saçıyordu.
Beni getiren adamlardan biri mahcup bir halde,
" Abi, şey bize cevap verince bir tokat attım." dedi bana vuran. O patron denilecek kalktı yerinden, bana vurana vurdu.
"Böyle mi ?" dedi.
Beni buraya getiren adamlar boynunu büktü.
Hiç bir şey söylemediler. Sadece öyle duruyorlardı.
"Kaldırın kızı..." dedi.
İki adam beni yerden kaldırdılar. Yanıma yaklaştı. Etrafımda gezindi. Bedenime dokunarak;
" Fiziği güzel, yüzü düzelince ilk ben sahip olacağım." dedi.
O bakışları çok başkaydı. Dalga geçer gibi, şehvetli gibi aşalar gibi... Hareketleri, vücuduma dokunarak göz kırpması, söyledikleri beni çıldırttı.
"Sen kimsin ya bana sahip olacakmışsın?"
Sesim çok gür çıkmıştı. Benden beklenmeyecek kadar gür...
Üzerine yürüyordum. Adam yüzüme bakarak elini çenemden tutup biraz sıkıyordu. Canım acıdı.
Öfkeyle bakıyordu. Çok sertti.
"Kocanın borcu var bana. Sordum canın mı? Karın mı? dedim. Hiç düşünmeden senin adını verdi. " dedi.
"Borcu ne kadar ? Ben çalışıp ödeyim bana dokunmayın..." Konuşacak bile gücüm yoktu

Unfold

Tags: dramapolygamy
Latest Updated

"Ferhat ben iyiyim. Bir şey konuşmamız lazım otursanıza. "

Kanepeye oturması için teşvik ettim.

"Bende diğerlerine çağırıp geliyorum."

Ferhat anlam veremedi, başını iki yana sallayıp 'hayırdır ' ifadesiyle bana baktı. Ben gözümü, onun gözlerine ……

Comment

    Navigate with selected cookies

    Dear Reader, we use the permissions associated with cookies to keep our website running smoothly and to provide you with personalized content that better meets your needs and ensure the best reading experience. At any time, you can change your permissions for the cookie settings below.

    If you would like to learn more about our Cookie, you can click on Privacy Policy.