Mihrimah Şahindağ
İçimde öyle büyük yangınlar vardı ki, sanki etrafına gelen herkesi de içine çekecekti. O alevler, gözlerimin derinliklerinde yanan birer fırtına gibiydi; her bakışımda, karanlığın içindeki o kızıl parıltıyı görebilirdiniz. Geceleri uyumak zordu artık; zira içimdeki yangının sesi, kulaklarımda yankılanan birer çığlık gibi hiç susmazdı. Her nefes alışımda, ciğerlerime dolan sıcak hava, içimdeki ateşi daha da harlıyordu. İnsanlar bana yaklaşmaktan çekinir olmuşlardı; çünkü bir kere bu alevlere kapıldıklarında, asla geri dönemezlerdi. Çevremdeki dünya yavaş yavaş küle dönüşürken, ben bu yangının içinde yalnızca daha fazla yanıyordum.
Bu yangının içerisine Hazar’ı da almıştım. Artık o da benim misafirimdi.
Öğleden sonraya kadar başından bir dakika olsun ay……
Waiting for the first comment……
Please log in to leave a comment.