Reads
Abisinin hayatı için kendini feda eden bir kadın. Babası ve kardeşinin ölümünden sonra intikamı için, onu seven kadının duygularını umursamadan kadını kendine esir eden bir adam.. "Ne için benden yardım istiyorsun Berfu! O şerefsiz abin için mi?" "Böyle konuşma! Benim abim öyle biri değil. O sadece karısını ve çoçuğunu korumak için yaptı biliyorsun" Abimi savunmam hiç bir şekilde hoşuna gitmiyordu. Hızlı adımlarla üzerime gelip, omzumdan ittiğin de arkamdaki duvara sırtımı çarptım, canımın acısını dudaklarımı dişleyerek engellerken, bu acımasız adamın karşısında yeterince aciz durumdaydım. "Senin abin benim babam dediğim adamı öldürdü! Yetmedi kardeşim gibi sevdiğim adamın beyin ölümüne sebep oldu! Umrumdamı lan senin abinin geberip gitmesi! He umurumdamı!" "Ne istersen yaparım, istersen bütün servetimiz senin olur... Yeterki abimin ölmesine izin verme... Lütfen" Soğukça piskopat gülümsemesiyle yüzüme eğildiğinde, abim için korkan yanım onun yakınlaşmasıyla kırılan cam parçaları gibi beni darmaduman etmişti. "Benim gücüm ve servetim sizinkini bine katlar, ne yapayım lan ben sizin kıytırık servetinizi?" "Ne istersen yaparım. Lütfen" dedim gözlerinin içine bakarak, belki birazcık kalbi yumuşar insafa gelirdi. "Ne istersem mi?" "Evet ne istersen" "Pekala" Benden uzaklaştığın da arkadasındaki doktor masasına yaslandı, beni arsız bir bakış ile baştan aşağıya süzdü. Tenimde gezen bakışları, soğuk bir fırtınaya tutulmuşcasına beni titretirken isteyeceği şeyler ağzından daha dökülmeden beni korkutmaya başlamıştı. "Abine kardeşimin kalbini nakil yapılmasına izin vereceğim. Ama sen benimle Rusya'ya geleceksin! Benim kadınım olup çocuğumu doğuracaksın! Bazı geceler altımda inleyip, bazı gecelerde altımda inleyen kadınların çığlıklarını dinleyeceksin! Abin için girdiğin bu yolda senin ızdırabın böyle olcak Berfu! Karar senin" İVAN PETROVİÇ BERFU KURŞUNOĞLU
Updated at
Reads
"Halime bak! Halimi gör! Hayata sırtını dönmüş bir adamım ben yaban gülü! Söyle bana, hangi kadın kabul eder kötürüm bir adamı? Sen ne kadar kabul edeceksin Leyal?" ------------------------------------------------------------- Kocasının ihanetiyle sarsılan bir kadın, kocasından gelebilecek daha hangi kötülükle sınanabilirdi? Kocasının hamile haliyle başka adamlara tecavüz ettirip para karşılığı sattığı genç bir kadını hangi kalp kabul edecekti? Sakat felç kalmış bir ağa.. Daha doğmadan annesiz kalmış minik bir bebek Berçem.. Ve hayatı en sevdikleri tarafından acımasızca katledilen Leyal... Leyal Tozlu Asaf Kurşunoğlu
Updated at
Reads
İki kardeş arasında ki kanlı rekabet ne kadar tehlikeli olabilirdi? Bu rekabetten canı yanan iki adam arasında kalan bir kadın. Bütün kartlar çekilmiş oyunlar kurulmuştu. Kim olacaktı peki bu oyunun kazananı ya da kaybedeni? "Sevgilinin abisi olduğumu! Bunu bilerek yatağıma girdiğini, zevkle altıma yattığını ve kendini bana becerttiğini!" dedi öfkeyle dudaklarımın üzerine solurken "Beni salak yerine koyarken, bu küçük aptal oyununuzdan haberim olmayacağını mı düşündünüz? Öyle düşünmeniz aptallıktı Dilem Peyman!" POLAT ARSLAN DİLEM PEYMAN
Updated at
Reads
"Buraya neden geldiğini ve seninle neden evlendiğimi unutma küçük" "Marin... Benim adım Marin! Musab ağa!" Soğukça gülümsedi, zümrüt yeşili gözlerini kısarak yüzüme baktı. Dipsiz bir kuyuyu andırıyordu gözleri. Gözlerindeki karamsarlık,hissettiğim bütün duygularımı yerle bir ediyordu. Yatağa adımlayıp üzerime eğildi. Çenemden sertce tutup yüzüne bakmam için zorladı. "Madem küçük değilsin, isteklerimi karşılamaya hazırsın o halde" dedi. Gözlerim dolu dolu halde gözlerine baktım ağlamak istiyordum. "Ağlama karşımda!" dedi öfkeyle çenemdeki parmaklarını daha fazla sıkarak. Canımı yakıyordu bilerek. "Bana böyle davranmaya hakkın yok Musab ağa, ben istemedim bu evliliği" dedim. "Çok konuşuyorsun Marin! Soyun hadi" dedi yanağımdan süzülen bir damla göz yaşıma bakarak... ---------- Yaşadığım acılarıma kefaret yaşayacaklarım teminat gibi yüzüme vurmaya başladıkça, bu sahipsiz kalbim artık acılarda boğuluyordu, ve ben biliyordum ki, yine kurtuluşum Musab'ın iki dudağının arasından çıkacak olan o sôzleriydi. Musab Kurşunoğlu.. Marin Eroğlu.. Hikayenin tüm hakları tarafımca saklıdır❗
Updated at
Reads
Kıyametten doğan bir yok oluşun varoluşuydu onlarınki.. Yalanların ve oyunların içinde kaybolmuş piyondu onlar.. Eva & Demir "Sen.. Sen kimsin?" diye sordu kadın. Adam söyleyecek kelimelerini toparlayamıyor du, yumruklarını sıktı öfke ile. Kadının feri sönmüş gözlerine, zayıf bedenine güzel yüzüne ve taptığı sarı saçlarına baktı. Aşkından ölmeyi bile göze aldığı kadın değildi karşısında ona boş gözler ile bakan kadın. Ne olmuştu ona böyle? "Ben... Ben senin kocanım Eva" dedi. Sesi fısıltıdan ibaretti. Kadın başını iki yana salladığı anda avuçlarını kulaklarına tıkamıştı. "Yalan!" diye bağırdı kadın. Korkuyordu üstelik. "Yalan söylüyorsun! Benim kocam öldü! Benim bebeğim öldü! Sen benim kocam değilsin!" Adam için yeni bir dünya'ya adım atmak gibiydi yaşadığı o an. Öylesine çaresiz hissetmemişti kendisini hiç... Bir kadın iki adam.. Biz ne mi olduk? Önce varolduk.. Sonra kaybolduk.. Hayat bizi en masum anımızda acımasızca savurup attığında,Bana kalan sadece gri gözlerinin aşkla yansımasıydı. Kolumu kanadımı kırıp bizi bizden ayırdıklarında; Tek tesellim avuçlarıma bıraktıkları yürek yangınlarımdı. Bilmiyorlar sevgilim,göremiyorlar. Uğruna akıl kırıntılarımı kaybettiğimi,sadece adının kazındığı rüzgarın çehremde estiğini bilmiyorlar. Önce varolduk. Sonra kaybolduk!Biz bizimle sınandık.. Yaşadığımız,yaşayacağımız herşeyin üzerini kara bir kalemle çizip,bizi yokluğa savurduklarını bilmiyorlar.. "Her bir noktana hükmedip,sana dokunduğumda,dudaklarım vücudunda gezerken,seni bütün benliğinle kendime ait kılmak çok güzel olacak sarışın" Eva Yıldırım Anton Demir Borzilov ***** Hikayenin tüm hakları tarafımca saklıdır❗ 01.23.2024
Updated at
Reads
Karanlık zebanilerini peşime salmıştı.Bir yudum nefesim,nefessizliğime karışırken,karanlığın beni yutmaması için koşuyordum.Koştukça ayaklarıma dolanan umutlarım, düştüğüm bu evrenin çamurlu topraklarıyla bulanmış, buradan kurtulmak için çaresizce çare arıyordum. Ardımdan koşan insan ordusu korkumu daha fazla körüklerken, tek çarem karşımdaki ıssız kızıl ormana sığınmaktı. Koştukça berelenen ayak tabanlarımı hissetmiyor, can acımı kafama takamayacak kadar umursamıyordum. Ardımdan bir gölge gibi takip eden adamın ıssız kızıl ormanda yankılandı sesi."Kraliçe'yi bulun bana! Hemen!"Duyduğum katı sert, ses dizlerimin bağını çözerken ardımda bıraktığım kötü adamın karanlığına gireceğimden habersiz hala koşuyordum.Koşuyordum...Ardıma bakmadan koşuyordum...Bir el bir yardıma muhtaçtım.Peşimdeki karanlık Kral'dan kurtulmak için şeytana sarılıp ruhumu satardım. O kadar çaresizdim artık "Yardım edin!" dedim "Yardım edin! Birisi yardım etsin!"Dilimden dökülen hırıltılı kelimeler boğazımı yakarken yaralı güçsüz ayaklarım beni taşıyamıyordu artık.Bastığım her bir dal parçası kuru yapraklar sessizlikte ormanın korkunç uğultusuyla karışıp kulaklarımı tırmalıyordu. Ormanın kızıllığı beni içine yutacakmış gibi ağır bir havaya bürünürken başımı kaldırıp bir anlık gafletle gökyüzüne baktım.Önüme düşen kızıl siyah ışık huzmesiyle gözlerim kamaşırken güçlükle ayakta tutmaya çalıştığım bedenim bir ağaca çarptı. Kendimi sırt üstü yerde bulduğumda, karşımdaki ağaç değildi,dakikalardır kaçmaya çalıştığım adamdı. Gözlerim korkuyla irice açıldı.Karanlık Lord!Gözlerim şok ve korkuyla daha fazla açılırken, geriye kurumuş yaprakların arasından kaçmak istedim, kalbim göğsümü delecek kadar şiddetle atıyordu. Siyah uzun kanatlarının gölgelediği silüeti, ıssız kızıl sisli ormanın karanlığından kurtulurken siyah saçlarının arasından dalgalanan kızıl bukleleri rüzgarda savruluyordu.Saçlarının arasında parlayan kızıl gözleri öfkeyle yanıp sönmeye başladı. Dudaklarına kondurduğu zafer gülümsemesi beni alaşağı etmişti.Kan kırmızı kızıl gözlerini üzerime dikerken "Martino'ya hoş geldin!" dedi. Buzdan daha keskin soğuk sesiyle "Kayıp Kraliçe'm!" Bedenim buz tuttu. 'Kayıp Kraliçe'm' sözleri aklımın karanlık köşelerine sızan zehirli bir hastalık gibi benliğimi sardı.Kızıl gözlerinin karanlığında boğuyordu beni. Düştüğüm bu evrenin soğuk rüzgarı, bıçak gibi kesik yaralarımı sızlatırken, asıl ızdırabım kızıl gözlü karanlık Lord'dan sunulacağını bilmiyordum...
Updated at
Reads
Ben onun gözlerine tutukluyken, onun gözleri hep uzaktı bana.Hiç yakın olmamıştı zaten, hep bir uzak hep bir mesafe.Başka bir kadına meftundu gözleri de kalbi de. O başka bir kadına aitti.16 yaşımda yakmıştı yüreğimi, dönüp bakmamıştı geride bıraktığı enkaza.Enkazdım onun geride bıraktığı koskoca bir enkaz...Cıvıl cıvıl sesini kaybetmiş, küçücük yaşında bir çift kahvelere esir olmuş bir enkaz..............Bade annesini kaybettikten sonra çalıştığı evin sahibin ona yaptığı bir teklif ile o teklifi kabul ederken, aslında kendi sonunun başlangıcı olduğunu bilememişti.16 yaşında evin tek Asker oğlu Arel ile imam nikahı ile evlenirken, yanında yüzüne bakmayan adama duygularının en saf hali ile tutulmuştu. Adamın soğuk kalbine aşık olan bir kadın, kadının sevdasından yıllarca haberi olmayan bir adam...
Updated at
Reads
KARANLIK ADIM:ESİR VE KANLI TUTKU'da ismi geçen Zeynep Doktor'un hikayesi..------İri bedeni cam kenarında öylece beklerken, sırtı bana dönüktü.Kimdi bu adam beni ne için buraya getirmişlerdi bilmiyordum."Demek akıl hastalarını iyileştiren bir Doktor'sun Zeynep Öztürk" dedi "Zeynep Öztürk... Zeynep Öztürk!" yüzünü göremesemde sesindeki ketumluk iliklerime kadar işlemişti."Akıl hastası değil! Danışan diyorum ben hastalarıma!" dedim, şuan stres altındaydım üzerimdeki baskıdan dolayı ama tanımadığım bir adamın böyle konuşmasına da izin veremezdim. Odanın içindeki ağır hava söylediği kelimelerle sanki daha çok ağırlaşıp üzerime çöküyormuş gibi hissediyordum."O halde sana kötü bir haberim var Doktor" az önceki sesine nazaran şimdiki sesi inanılmaz derecede naifti. Karanlık odada üzerime yürümeye başladığında, ağır adımlarına ağır nefesleri eşlik etti.Tam karşıma geldiğinde üzerime eğildi, ara holden yansıyan kırmızı ışık yan profilini ürkütücü bir şekilde aydınlatırken, köşeli sivri çenesini ve yüzünün yakışıklılığını da gözlerimin önüne sermişti."Ben ileri seviye bir akıl hastasıyım güzellik! Beni tedavi edecek tek Doktor da sensin. Gördüğün bu karanlık benim ruhumun, içimdeki şeytanın bir parçası. Ya benimle bu karanlıkta kaybolacaksın" deyip saçlarımı kulağımın arkasına verdiğinde konuşmasına devam etti "Ya da beni bu karanlıktan koparıp atacaksın! Sana yaparmısın diye sormayacağım! Oğlun için yapmak zorundasın!"
Updated at
Reads
Gece organ Mafyası Gündüz Doktor olan sadist bir adamın gećmişinde takılı kalan masum bir kız ile imtihanını anlatan bir hikaye........ ..... ...... ..... .... ..... ..... ... BİRAN KAN ARSLANDALYA YÜCEL
Updated at
Reads
Alex ve Güneşin hikayesi..."İdaaya var mısın bal küpü?" diye sorduğunda sorusuyla beraber elini de uzatmıştı."Ne geçiyor senin o sinsi aklından yine? Ne için iddaaya var mıyım? Anlamadım?" diye sordum.Ne geçiyordu yine aklından.Gözleri şeytanlıkla kaynıyordu, yalan değil bazen ağzım sulanarak baktığım o dolgun dudakları şimdi yine sinsice kıvrılmıştı iki yana.Korkmam mı gerekiyordu? Kesinlikle korkmam gerekiyordu."Sen kendi ayaklarınla geleceksin bana Güneş" dedi.Çıldırmıştı bu sanırım, ben bir adama kendi ayaklarımla gidecektim öylemi? Hah! Çok beklerdi ukala kendini beğenmiş yakışıklı kas yığını!"Ben seninle çocukça iddaalara girmem. Sen fazla hayal kuruyorsun Alex'cim! Yaşın otuz olmuş ama aklın çükün kadar" dedim alayla, ona doğru bir adım atıp yaklaşırken.Burnuma dolan soludukça ciğerlerimde yoğunlaşan, teninin kokusuyla karışmış erkeksi parfümünün kokusu aklımı karıştıyordu.Lanet olsun! Babamı dinlemediğim için şuan kendime kızacak haldeydim. Çünkü kıçımla bulmuştum bu belayı.Dayan Güneş! Dayanabilirsin kızım!"Fazla hayal kuruyorsun çünkü ben senin dakikasında altına aldığın kadınlara benzemem cünyır mafya!" diye devam ettim göğsünün ortasına işaret parmağımı bastırıp onu geriye ittirirken.Kendimden emin tavrım ile umarım ki günün birinde bu lafımı yemezdim zira bazen gerçekten çıldırtıyordu beni.Göğsüne bastırdığım parmağımı sıkıca tuttuğunda dudaklarına götürdü hiç beklemeden, parmağımın ucuna küçük bir öpücük bıraktı. Ahh... Bu... Bu beklediğim birşey değildi asla."Bu lafını sana yedireceğim bal küpü. Göreceksin o zaman cünyır mafyayı" deyip sırıttı parmağımı hala tutmaya devam ediyordu.Gri gözlerindeki imalı bakışları içimi okuyormuşçasına derindi ve bu benim canımı hem çok sıkıyor hemde çok hoşuma gidiyordu. Ama öfkemi de arşa çıkarıyordu bu kadar emin konuşması.Parmağımı hızla parmaklarının arasından çektiğimde öfkeyle söylendim "Git şu kalkık kıçını taşlaramı sürersin kaldırımamı dayarsın bilmiyorum ama... Ama benden uzak dur Alex Petroviç" dedim öfkeyle.•••Dudakları tenimin her bir zerresinde dolanırken,bende akıl denen tek birşey kalmamıştı.Bu yaptığımız delilikti!Arsızlıktan başka ne olabilirdi?Ailelerimiz dışarıda kanlı bıçaklı birbirlerine girmiş yerken biz onunla gizlice saklandığımız bu yerde sevişiyorduk.Birbirimizi tüketiyorduk."Ahh!Alex!"İnlemelerim arttıkça içimdeki hareketleri daha çok hızlanmıştı.Kendisini bana bütün gücüyle şiddetle çarpıyordu. Babam ve babasının duyabileceği ihtimali asla umrunda değildi."Off! Agghh! Bebeğim! Bitiriyorsun beni!"İkimizde dışarıdaki kargaşaya kulaklarımızı tıkayıp, birbirimizi sevmeye devam ederken, kapının vurulma sesiyle irkildim. Birisi fena halde şiddetle vuruyordu."Güneş! Güneş! İçeridesin biliyorum! Aç kapıyı!""Babam!" dedim korkuyla gözlerim irice açılırken. Bedenimde ki bütün zevk silsilesi sönmüştü sanki korkudan.Babam "Aç kapıyı Güneş! O şerefsiz piç kurusu yanındaysa ikinizide geberteceğim!" diye bağırdı. Sesinden belliydi öfkesi."Ağzını topla Kurşunoğlu! Benim oğluma piç kurusu diyemezsin!" Sıçtık! Bu defa gerçekten sıçtık! Hatta yetmedi sıvadık!Babam! Allah kahretsin! Hatta babalarımız kapıya dayanmıştı.Babam bütün öfkesiyle kapıyı kırarcasına vuruyordu hala. Korkulu gözlerimle Alex'e bakmaya devam ederken yüzündeki çapkın, kendinden emin gülümsemesiyle dudaklarıma küçük ama baskın bir öpücük kondurdu. Hala içimde gidip geliyordu dur durak bilmeden. Elleri gerginliğimi almak istercesine tenimde gezindi bir süre."Baban değil! Bütün evren gelmiş olsa seni benden asla alamaz Tanrıçam!"
Updated at
Dear Reader, we use the permissions associated with cookies to keep our website running smoothly and to provide you with personalized content that better meets your needs and ensure the best reading experience. At any time, you can change your permissions for the cookie settings below.
If you would like to learn more about our Cookie, you can click on Privacy Policy.