Babam ve abilerim eğik başlarını hala unutamıyordum. Utançları bana karşıydı biliyorum ama üzülmelerini istemiyordum. Özellikle karşımda ki medeniyet yüzü görmemiş insanlar, bizleri yıldırmamalıydı. Babamın kesip attığı tırnak olamazdı ama güçlü olan oydu. Güç zalimlerin elinde olduğunda mazlumlar hep zulm görürdü. Bakalım gelecekti beni neler bekliyordu.
Yolculuk ettiğimiz araba siyah Mercedes vito tourer kişlere özel tasarlanan vıp bir araçtı. Aynı arabadan Devran'da da olduğu için özelliklerini biliyordum. Karşılıklı bej rengi birbirine bakabilen dört koltuk vardı. Arlarında kollukları ve hemen yanımızda dosyalıklar bulunuyordu. Önümüze çekebileceğimiz masalar ve arbanın içerisinde küçük bir dolap vardı. Ardil dolaptan bardak ve viski çıkardı. Bardağına viski doldurup bir iki tane buz attı ve içkisini yudumladı.
İçkisini içerken elinde bilgisayarı ile uğraşıyordu. Şuan aldığı nefes bile bana batarken her hareketinden rahatsız oluyordum.
" Bu saatte içilir mi ?" diye sordum. Tabletten başını kaldırıp bana baktı. " İçmenin saati olduğunu senden duyuyorum."
Dudaklarım alayla kıvrıldı " Korkundan karşında konuşamadıkları içindir. İnsandan başka her şeye benziyorsun." dedim. Yüzünde her hangi bir değişme olmadı.
Cevap vermeden tabletle ilgilenmeye geri döndü. Adama hakaret ettim bana mısın demedi. Huyu suyu belli değildi. " Neye benziyorum" diye sordu başını kaldırmadan.
" Canavar, iblis, azrail... Seçenek çok" dedim. Bence, ben kaşınıyorum ya da beni ciddiye almıyor o yüzden bu kadar sessiz bu adam. Hayır hiç mi etkilemiyor hakaretlerim bu adamı anlasam. Yoksa hakaret duymayı seviyor mu. Olabilir insaoğlu çeşit çeşit ne de olsa. Ne tür bir manyakla muhattap olduğunu çözmek istiyordum.
" Gereksiz ve değersiz fikirlerini kendine sakla. O dilini de ağzının içinde tut. Ha tutamıyorsan konuşmaktan daha işe yarar şeyler yapabilirsin."
Gereksiz ve değersiz ?
Bu adam benim elimde kalır.
" Ne gibi ?" Sonunda başını tabletten kaldırıp yüzüme bakabildi. İletişim kurduğum insanlar benimle göz göze konuşmadığında kendimi önemsenmiyor hissediyordum. Elinde ki viskiden bir yudum aldı ve " Aletimi yalamak gibi." dedi.
Aldan mora, mordan ala dönen yanaklarım yanarken hadsiz herifin suratına okkalı bir tokat yapıştırmak istiyordum.
Rengi değişen yanaklarım, öfke yansıyan gözlerim hoşuna gitmiş olmalı ki dudakları kıvrıldı. Öfke dışında ilk defa insanı bir tepki vermişti. Garip olansa gülümsemek bu adama yakışıyordu. Beni uatandığını sanan kendini beğenmişin tekiydi ve benim ona her hangi bir şeyi yakışırmam saçmalıktan ibaretti. Kendime gelmeliydim. Beni alt ettiğini sanıyorsa şayet büyük yanılıyordu. Ben lafın altında kalan bir kadın değildim.
" Bir bakmışsın dilimden sonra devreye dişlerim girmiş. Sikin o aciz bedeninden kopuvermiş. " dedim. Kafasını arkaya yatırıp bir kahkaha atıverdi. Gülünecek ne demiştim ben şimdi.
" Sikim ikimize de lazım gülüm. Dişlerine sahip çık." dedi. Sanki adamın severek evlendiği kadındım da benimle bel altı konuşabiliyordu. Bu hadsizliği bizi çok bir birimize düşürürdü.
" Sen önce bir ağzını topla benimle terbiyeli konuş. Sonra da..." adam ne ara üstüme çıktı bilmiyorum. Ellerimi arkama doğru kıvırdı ve tek eliyle bileklerimden beni kelepçeledi. Kelepçeyi nereden çıkardı, ben nasıl görmedim. Ellerim arkamda kelepçeliyken bir elini belimin yanına sabitledi. Diğer elini çeneme sarıp başımı kaldırdı.
" Ne sanıyorsun kadın bu evlilik sahte bir evlilik olmayacak. Seni sabahlara kadar sikeceğim, benim çocuklarımı doğuracağın gerçek bir evlilik olacak. " dedi ve dudaklarıma yumuldu. Öyle sert ve hükmediciydi ki nefesim kesilmişti.
Dudaklarımı ağzının içine vakumluyor dişliyor ve yalıyordu. Şaşkınlıktan donup kalmıştım ve tepki veremiyordum. Alt dudağımı dişlediğinde inliyerek dudaklarımı araladım. Dilini ağzımın içine yollayıp ağzımın içini keşfe çıktı. Altında kıpırdanıp bedenimin üzerimde ki hakimiyetinden kurtulmaya çalıştım. Ama hiç bir etkisi yoktu. Belimde ki eli çırpınışalrıma rağmen göğsümü kavrarken, dudakları boynuma indi. Boynumu dişleyip canımı yaktığında tiz bir çığlık attım. "Hayvan herif bu yaptığın aleni taciz."
Boynumda teni mi yakan nefesi bedenimin üzerinde ki elleri kendimi leş gibi hissettiriyordu. Bir taciz edilmediğim kalmıştı.
Çeneme tekrar asılarak gözlerime öfkeyle baktı. Kehribar rengi gözleri kararırken " Karımsın ! Sana dokunmak hakkım. Altıma yatmak da görevin. " dedi. Bu adamın bir kadına bakış açısı önünde diz çökülürdü. Hadsiz herif...
" Karın olmam bana isteğim dışında dokunma hakkını sana vermez." dedim dişlerimin arasından. Tek kaşını havaya kaldırıp çenemdeki elinin baskısını arttırdı. " Maden altıma yatmayacaktın, evliliğide kabul etmeyecektin. İstersen hemen seni boşarım ama abinin canını alırım. Bu işler çocuk oyuncağı değil kadın. " dedi ve gözlerini yumdu. Öfkesini kontrol altına almaya çalışıyordu. Ellerimde ki kelepçeyi çözüp beni serbest bıraaktıktan sonra yerine oturdu. Elini saçlarından geçirip sert nefesler alıp vermeye başladı. Acıyan bileklerimi ovarken her hareketini dikkatle izliyordum. Eğer öfke patlamaları yaşayan bir adamsa dikkatli olmalı ve kendimi koruma altına almalıydım. Nasıl yapacaksam artık.
" Bir kere anlatacağım. Kulaklarını dört aç iyi dinle beni. Ben alelade bir adam değilim. Büyük bir aşireti yünetiyorum ve belirli sorumluluklarım var. Benim soyadımı taşıyacak kadın benim yükümü anlayacak ve sırtlanabilecek bir kadın olmalı.
Kardeşim olacak hain ve abin kaçmadan önce evlenmek istediğim için anneme haber vermiştim. Ama her şeyi berbat ettiler.
Ne yazık ki benim payıma senin gibi eksik bir kadın düştü. Benim sahte işlerle uğraşacak vaktim de sabrımda yok. Karım olmayacaksan seni şimdi boşarım ama sonucunu biliyorsun. Sana bunu sürekli anlatmaktan bıktım. O kadar aptalsın ki tek seferde anlamıyorsun. Evlenir evlenmez benden çocuk isteyecekler. Benim soyadımı taşıyorsan bana bir evlat vermek zorundasın. " bana tiksinerek bakmasıyla midem burkuldu. " Yoksa inan bana değil yatağıma almak kapıma köpek etmezdim senin gibisini. Madem bir karar verdin, verdiğin kararını sorumluluğunu üstlenecek olgunlukta olmak zorundasın. Çoluk çocukla uğraşamam ben."
Kapıma köpek etmezdim dedikten sonrasını pek dinlemedim. Ben resmen medeniyetin me sini bilmeyen, insan görünümünde bir hayvanla evleniyordum ya bana da helal olsundu. Ama ant içtim bu lafları ona tek tek yedirecektim...
Waiting for the first comment……
Please log in to leave a comment.