7.12K
VISITORS
182

ABOUT ME

Kitaplar, müzik hayaller arasında yaşayan bir insanım aslında çok yalnız çektim. Kendimi okumaya, yazmaya odakladım.

ABOUT ME

Kitaplar, müzik hayaller arasında yaşayan bir insanım aslında çok yalnız çektim. Kendimi okumaya, yazmaya odakladım.
FOLLOWING
You are not following any writers yet.
More

STORY BY yazarkübra

KINALI KAR

KINALI KAR

Reads

Devran elini kalbine koydu. Tek yarası sevdiği kadına artık hisselerini açıklayacaktı. Ezra'nın çalıştığı ofise gitti. Elinde kırmızı güller vardı. Adliyenin önünde aracın içinde beklerken Ezra'nın biriyle konuştuğunu görünce delirdi. Arabanın içinde biriyle hem konuşuyor hemde gülüyordu. Buna daha fazla dayanamadı ve gaza bastı. Önündeki araca aniden çarptığı anda Ezra çığlık atmıştı. Aracın içine bakınca onu gördüğünde kızdı. "Devran sen manyak mısın? " Evet manyağım bu herif kim? " " Sanane hem sana hesap verecek değilim. " " Ezra ben sana aşığım seviyorum kızım seni ve deli gibi kıskanıyorum " Ezra duyduklarını idrak etmeye çalışıyordu. Bu adam onu sevdiğini söylüyordu. Aracın içinde çıkan Kuzey yanlarına gelerek Devran'ın yakasına yapıştı. " Ne dedin sen ona aşıksın öyle mi? Hemde sevdiğim kadına " " O seni sevmiyor beni seviyor. " Ezra hala inanmıyordu. Devran ona aşkını itiraf etmişti. Kuzey belindeki silahı çıkarıp ona doğru tutarken Ezra onun önüne geçti. "Kuzey indir o silahı" "Ezra çekil gebertim" "Lan kimi gebertiyorsun" Ezra iki adamın arasında kalmıştı. Ama birini seçmek zorundaydı. Kalbini dinledi. "Yeter artık kes şunu ben onu seviyorum" Kuzey'in elindeki silah yere düştüğünde gözleri acıyla doldu. Üniversite onu görüp sevdalanmıştı. Şimdi elinden kayıp gidiyordu. Kuzey sessizce arkasına dönüp bakmadan çekip gitmişti. Bu gidişi hiç hayra alamet değildi. Çünkü o isterse alırdı. Ama bunu yapmayacaktı. Onun gidişinin ardından Devran pert olan aracına baktı. Oysaki ne para dökmüştü. Özel yapım arabaydı. Ezra onun bu haline gülmemek için dudaklarını ısırdı. "Ah canım arabam" Devran'ın suratı küçük çocuk gibi büzülürken Ezra bir kahkaha atmıştı. Onun bu gülüşüne dünyayı yakardı. "Gül gül hiç tutma kendini" "Ee ama ne yapayım söyle" "Sen bana hep gül o mavi gözlerinle bana bak ömrümü sana vereyim." "Ezra'nın yanakları kızardığı anda yanağına öpücük kondurdu. " Sende beni hep böyle sev ömrüm senin olsun. "

Updated at

Read Preview
AŞKA TUTSAK

AŞKA TUTSAK

Reads

Hani derler ya ağlarsa anam ağlar gerisi yalan ağlar. Bende öyle çok ağladım. Geceler boyunca içim çıkana kadar ağladım. Ama sesimi Rabbimden başkası duymadı. Çok yalvardım canımı alsın istedim. Her gece yastığa başımı koyduğumda onun ağlama sesini duymak bana işkence gibi geliyordu. Hangisine yanayım bebeğimin gözümün önünde can çekişerek ölmesine mi? Yoksa buna sebep olan babasına mı? Çok düşündüm bir insan nasıl bu kadar vicdansız olabilir. Bu nasıl bir nefretti ki öz evladına kıyacak kadar kinlenmişti. Çok gözyaşları döktüm ve çok kez yalvardım bebeğim canımın parçası gözlerini sonsuz karanlığa kapatırken elimden hiç bir şey gelmiyordu. Kendime defalarca kez lanet ettim. Annemin dizine yatıp hıçkıra hıçkıra ağladım. Keşke... Keşke bu acıları yaşarken babam yanımda olsaydı. Ama bilemedim babamın o eziyete maruz kaldığını benimle birlikte acıları çektiğini.. Her gece onun sesini duyuyorum. Onun yanına gitmek ninniler söylemek istiyorum ama yetişemiyorum benden öyle uzaktaki peşinden koştuğum halde tekrar kaybediyorum. Kucağıma alamadan toprağa koymak benim zoruma gidiyordu. Benim onunla ne hayallerim vardı. Ve o hayallerim de toprağın altında kaldı. elimde ultrason fotoğraflarını öperken gözlerim doluyor. "Affet bebeğim sana anne olmadığım ve seni koruyamadığım için." Boks eldiveni alırken takıp kum torbasına vururken gözyaşlarım durmuyordu. Vurdukça öfkem daha çok harmanlandı. "Bana yaşattıklarını misliyle ödeyeceksin." " Hepinizi ateşte yakmadan bana huzur yok intikam vakti geldi.." "Annen intikamını alacak sana söz veriyorum meleğim."

Updated at

Read Preview
KAYIP AĞA

KAYIP AĞA

Reads

Rojda.. Mizgin.. Mirza.. Ayaz.. Yavuz.. Rojda acılarla yoruldu.. Mizgin hırsına yenik düştü.. Mirza merhametli ve aşk adamıydı.. Ayaz annesinin acılarıyla büyüdü.. Yavuz en büyük derdi çekti.. Mirza’nın gözleri karısına bakıyordu. Çaresizce ağlaması dinmezken sevdiği kadının perişan halini gördü. "Rojda" dediğinde başını salladı. "Olmaz kabul etmem." diyerek bağırdı. Mirza’nın elinden bir şey gelmemesi onu daha çok delirtiyordu. "Bana bunu yapma." dedi. Sesi titriyordu. "Beni diri diri toprağa koyma." dediğinde diz üstü çökmüştü." Bizi bitirme" dedi. Mirza ölmek istedi. Sevdiği kadını üzmektense ölmeyi tercih etti. "Yapma gönlümün ruhu şad olsun ki ona dokunmam sadece anlaşmalı olacak" dediğinde bir ümitle bakıyordu. Kocasının elinden tutup, "Söz ver ona asla dokunamayacaksın." dediğinde alnına öpücük kondurdu. "Yemin ederim dokunmam sana sözüm olsun." dedi. Delal Hanım odaya girdiğinde gelinine bakıyordu. "Rojda güzel kızım." diyerek sarılıp saçlarını okşadı. "Ana" diyerek ağlarken Delal Hanım'ın yüreği paramparça oldu. "O isterse evin gelini olsun ama sen benim kızımsın." dedi. "Ana ilerde çocuğum olursa." dediğinde Delal Hanım ona bakarken, "İnşallah olur da o kız geldiği gibi gider." dedi. Aşiretin büyüğü olan Hamza Ağa kızı bırakıp gitti. ... Mizgin hırsına yenik düştü. Anlaşmayı unuttu. Mirza’nın karısı olacağını düşündü. Ama bu konuda yanıldı. Çünkü Mirza onun yüzüne bile bakmıyordu. Mizgin bakması için elinden geleni yapmıştı. Rojda'nın canını yakmak için her fırsatı değerlendiriyordu.

Updated at

Read Preview
EZO HANIMAĞA

EZO HANIMAĞA

Reads

Zifiri karanlık İstanbul'a hakim olmaya başladı. Ezo cam kenarında dışardaki ışıltılı hayata bakıyordu. İçini sıkan bir şey vardı. Ama onun ne olduğunu bilmiyordu. Onu bilmedikçe içi daha çok kararıyordu. "Ezo uyanık mısın?" Ona seslenen arkadaşı Nazan'dı. Günlerdir arkadaşının canını sıkan bir şey olduğunu anlamıştı. Odanın kapısını açıp yanına gelmişti. Elinde iki kahve vardı. "Hala onu düşünüyorsun değil mi?" Gözyaşları geceye eşlik ederken Nazan da fazlasıyla üzülüyordu. Ezo'nun kalbine taht kuran adam Cengiz askere gideli aylar oldu. Fakat ne bir haber var ne de bir mektup. Cengiz, Nazan'ın abisiydi. Ezo üniversite okumak için geldiği zaman birbirlerini ilk görüşte aşık olmuşlardı. Ezo'nun babası ve annesi bunu biliyordu. Abileri de öğrenmiş ama ses edememişti. Çünkü o keçi kadar inatçıydı. "İstersen seninle birlikte geleyim." "Ama ailen izin vermezse." "Verir hem sen bana abimin emanetsin." Ezo'nun gözleri hep telefonuna gitmişti. Yüreği yanıyordu. Tek istediği sevdiği adamın sesini duymaktı. Sadece ona ihtiyacı vardı. "Hadi uyuyalım artık geç oldu." Nazan kahve fincanlarını aldığı gibi odadan çıkarken Ezo yalnızlığıyla baş başa kalmıştı. Onun için asker yolu beklemek ölüm gibiydi. Fotoğrafı alıp çekmeceye koyup yatağa girip kendini uykunun kollarına bıraktı.. ..... " Ezo, Ezo " " Cengiz nerdesin seni bulamıyorum." "Ezo burdayım." "Cengiz neredesin bulamıyorum ses ver." Genç kadın gözlerini kabusla açmıştı. Derin bir nefes aldı. Sevdiği adamdan haber alamadıkça içi parçalanıyordu. Korkuyordu onun için en zoruydu. Nazan endişeli bir şekilde odaya girdiğinde Ezo ona baktı. Nazan'ın yüzü bembeyaz olmuştu. Gözleri dolmuş yoksa aklına geldiği gibi sevdiği adama bir şey mi, olmuştu. "Nazan ne oldu?" "Şey aşağı in kendin gör." Ezo elindekini bırakıp hemen aşağı indiğinde gördüğü manzara karşısında donup kalmıştı. Salonun ortasında sevdiği adam başka bir kadının kollarındaydı. Bu ne demek oluyordu. Ezo kaşlarını çatarak bakıyordu. Genç kadının hayalleri yıkılmıştı. Kadın ayağa kalkıp onun karşısına geçip sırıtarak güldü. "Hizmetçi sen olmalısın." "Hayır değilim bu evin sahibiyim." Nazan da yanlarına geldiğinde Cengiz şaşkınca bakıyordu. Kız kardeşini burada beklemiyordu. Nazan ise abisine düşman gibi bakınca sırıtarak güldü. "Aaa abim demedi mi?" "Neyi?" "Ezo abimin sevgilisi biz onu askere yolladık ama o şerefini satıp gelmiş." Nazan'ın kurduğu cümleyle Cengiz şok geçirdi. Çünkü aylardır herkes onu askerde sanıyordu. Ezo hayal kırıklığıyla baktı. "Sana hakkımı helal etmiyorum." "Ezo" "Sus konuşma sen benim için öldün." Cengiz tek kelime edemedi. Sadece sustu. Ezo ilk defa birine kalbini açmıştı. Ve ilk defa güveni kırıldı. "Şimdi defolun evimden." "Bana baksana sen kim oluyorsun da bizi kovuyorsun." "Ben Ezo Karlıova Diyarbakır'ın Hanımağası bu evin sahibi ve buradaki herşey bana aittir." "Ne kadar zengin olabilirsin ki." "Aileni, soyusopunu satın alacak kadar zenginim şirket, otel, ev ve daha saymayacağım herşey benimdir." "Sana bunun hesabını soracağım." Kadının gidişinin ardından Cengiz yıllardır yüzünü görmediği sevdiği kadına bakıyordu. Çok garip hisssetti. Aylarca onu beklemişti. "Bana bakmayı kes sende defol git." "Ben özür dilerim gerçekten." "Kalp kırıldıktan sonra özrün anlamı yok." "Şimdi ne yapacağız yani sen?" "Ben Diyarbakır 'a dönüp en nefret ettiğin kişiyle evleniyorum yani Bedirhan Bozkurt " Cengiz yutkundu. Gözleri önünde evlenecekti. Elinden hiçbir şey gelmiyordu. Buna dayanabilir miydi?

Updated at

Read Preview
KANLI GÜNBATIMI( OCAKTA)

KANLI GÜNBATIMI( OCAKTA)

Reads

Azra, İtalya’nın göz alıcı sokaklarında yürürken, etrafındaki kalabalığın içinde kaybolmuştu. Üniversite öğrencisi olarak Roma’ya gelmişti, ancak şehir onu hala büyülemişti. Bir an için dikkatini dağıtmak istedi ve bir kafeye girdi. Kafe sessizdi, sadece birkaç müşteri vardı. Azra, pencere kenarındaki masaya oturdu ve cebinden kitabını çıkardı. Ancak o sırada kapı açıldı ve içeriye bir adam girdi. Siyah takım elbisesi ve keskin bakışlarıyla dikkat çekiyordu. Cem’di bu adamın adı. İtalya’nın kabadayılarından biriydi ve karanlık dünyasının lideri olarak biliniyordu. Cem, Azra’nın masasına doğru yürüdü. Gözleri kızın üzerinde gezindi ve bir an durdu. “Bu masada yalnız mısınız?” diye sordu, sesi soğuk ve tehditkar. Azra, içinde garip bir çekim hissetti. “Evet,” dedi titreyen bir sesle. “Sadece bir kitap okuyordum.” Cem gülümsedi, ama bu gülümseme yüzündeki tehlikeyi gizleyemedi. “Azra,” dedi, “Seninle tanışmak istiyorum.” dedi. Genç kız kaşını kaldırarak, "Sebep" diyerek sorduğunda, Cem sakalını sıvazladı. "Sexsi vücudun beni etkiledi." dediğinde genç kadının gözleri dehşete düşmüştü. "Ne kadar küstahsın sapık mısın?" diyerek bağırdığında kafedeki insanlar onlara bakıyordu. Cem'in hiç umrunda olmadı. "Güzel olduğun kadar vahşisin en sevdiğim özellik" dedi. Azra'nın sabrı taşıyordu. Bu adam kendini ne sanıyordu. İçeri biri daha girdiğinde olanları izliyordu. Azra çantasını alıp gidecekken kolundan tutup çekti. "Sözüm bitmeden kimse bir yere gidemez" dediğinde genç kız korkmaya başladı. Cem onun kolunu öyle bir sıkıyordu ki morardığını düşündü. "Ne istiyorsun benden bırak kolumu." diyerek bağırdı. Cem haddini aştı. Saçlarından tutup çekerken, "Benimle geleceksin." dedi. Azra'nın gözyaşları akarken araya genç bir delikanlı girmişti. "Gelmezse ne olur.?" diyerek sorduğunda Cem sinsi sinsi güldü. "Saçından tutup sürüklerim." dediğinde alayla konuştu. Çağatay tiksinç bakış atarken, "Annene böyle yapan var mı?" diyerek sordu. Cem'in yüzü kireç gibi olmuştu. "Sen kimsin karışıyorsun?" diyerek sordu. "Ben kimim biliyor musun? Çağatay Akman ecelin." dediğinde Cem'in yutkunduğunu fark etti. Azra'nın elinden tutarken, "Bir daha kadınlara dokunduğunu görürsem o elini bir yerine sokarım." dedi. Cem başına neler geleceğini anlamıştı. Çağatay, Azra'nın kolundan tutup araca bindirdi. Azra'nın bakışları ona dönerken, "Teşekkür ederim." dedi. Genç adam karşısında titreyen kıza bakınca, "Önemli değil" dediğinde telefonun zil sesiyle kendine gelmişti. Cebinden çıkarıp bir kaç kelime kullandı. Telefonu genç kadına uzatınca tereddütle almıştı. "Azra gülüm." bu abisinin sesiydi. "Abi çok korktum." ağlamaklı sesiyle konuştu. "Biliyorum Çağatay benim arkadaşım sakın korkma seni yanıma getirecek" dedi. "Ta-Tamam" diyerek telefonu kapattı. "Endişe etme" dedi. Araç orman yoluna girdiğinde genç kadın elini uzattı. "Adım Azra" dedi. Genç adamın elini uzatmasıyla, Çağatay "dedi. Evin önüne geldiklerinde indikleri zaman eve doğru yürüdüler. Azra etrafına baktığında neden bu kadar koruma olduğunu merak ediyordu. Abisini görünce koşarak sarıldığında Kenan saçlarına öpücük kondurdu." Güzelim iyisin değil mi? "diyerek sordu. Onun için endişe ederken Azra abisine baktı." İyiyim merak etme "dedi. " Sağol zamanında yetiştin. "diyerek genç adama bakmıştı." Benim işim bu patron. "dediğinde Kenan kardeşine bakıp, Çağatay koruman olacak nereye gidersen yanında duracak" dediğinde Azra itiraz etmek istedi. Öyle korumayla gezmek onu fazla geriyordu. Ama abisinin emri buydu. Abisinin tek istediği onu korumaktı. "Korkma kimse onun koruma olduğunu anlamaz" dediğinde içeri girecekleri anda saldırıya uğradılar. Çaresizce ansızın olmuştu. "Azra sakın kalkma" diyerek bağırdı. Azra istese bile hareket edemiyordu. Kurşun ona geldiğinde olduğu yere yığıldı. Kenan onun yerde gördüğünde, "Azra ses ver." diyerek bağırdı. Kenan endişeyle yanına vardığında kardeşini gördü. "Dayan güzelim." dedi. Azra'nın gözyaşları akarken, "Benim için artık çok geç." dediğinde gözleri kapanmıştı. Geriye sadece abisinin acılı feryadı kalmıştı. "Azraaa"

Updated at

Read Preview
TAŞ DUVARLAR ( Şubatta)

TAŞ DUVARLAR ( Şubatta)

Reads

Günler belkide aylardır bu karanlık depoda hapis hayatı yaşıyorum beni istemediğim şeye muhtaç etmiştiler. Eziyet, zulüm ettiler. Karanlık deponun kapısı açıldığında yaşlı kadın öfkeyle bakıyordu. Azize ayağa kalktığında nefretle bakıyordu. "Oğlumun karısı olacaksın evleneceksin." dediğinde gözyaşları akmaya başladı. Yaşadıkları yetmezmiş gibi evlenmesi için eziyet görüyordu. Onun sesini kontakta yaşayanlar duymuştu. "İstemiyorum ya istemiyorum sizin soysuz kanı bozuk oğlunuzla asla evlenmem. "diyerek bağırdı. Genç kız isyan ediyordu. Gözyaşları sicim sicim akarken karşısındaki acımasız kadına baktı." Senin oğlun hayatımı bitirdi. Ölmekten beter ettiniz. "dediğinde kalbi öyle acıyordu ki kimsesiz oluşuna yanıyordu. Ailesi ona sırtını dönmüştü. " Evleneceksin karnında bebesi vardır. "dediğinde genç kız öfkeyle," Onu da istemem anladın mı? Oğlun bana zorla sahip oldu. Evlenmem ölürüm asla kabul etmem. Oğlunun ölüsünü alırsın kan davası çıkar. "dediğinde yüzüne yediği tokatla yere düşerken," Hadsiz ben ne diyorsam öyle olacak "diyerek bağırdı. Saçını çekerken oğlunun sesini duydu." Ana ne edersin karıma "diyerek bağırdı. " Azize kalk hadi. "diyerek yardım ederken öfkeyle bağırdı." Bırak kolumu çek iğrenç ellerini soysuz kanı bozuk hayatımı bitirdin. "dedi. Nihat genç kıza baktığında kıpkırmızı olmuştu." Azize yeter artık yaptım bir hata yüzüme vurma. "dediğinde kahkahayı atmıştı." Hata mı odama zorla girmedin mi? Yoksa anan bilmiyor muydu? "diyerek sorduğunda yaşlı kadın oğluna bakıp," Nihat bu doğru mu? Sen kızın odasına mı girdin? "diyerek sorduğunda yüzüne tokat attı. " Yazıklar olsun sana "dediğinde gözleri doldu." Bana dedin kız zorla koynuma girdi gebe kaldı. "dediğinde gözyaşları akıyordu." Senin yüzünden kıza eziyet ettim Allah cezanı verecek "dediğinde gözleri hüzünle bakıyordu." Çık dışarı hadi derhal "diyerek bağırdı. Onun çıkmasıyla derin bir nefes çekti." Ah kızım ben biliyorum onun ne halt ettiğini seni kurtarmak için başka çarem yoktu. "dediğinde eline para vermişti. " Gece yarısı evden çık abinin yanına git "dediğinde gözleri şaşkınlık içinde kalmıştı." Çık git kurtar kendini Nihat'ı düşünme. "diyerek giderken saçlarına öpücük kondurup çıkmıştı. Derin bir nefes alan genç kız hızlı adımlarla hareket ediyordu. Gece yarısı olduğunda gizlice çıkmıştı. Zeren Hanım oğluna uyku ilacı vermişti. Nihat derin uykuya dalmıştı. Azize hızlı hareket ederken kapıdaki araca bindiği gibi kaçmıştı. Sabaha karşı İstanbula vardığında kurtulduğunu düşünmüştü. Abisinin evine geldiğinde kapıyı çaldığında yengesi açarken gördüğüyle gözleri kocaman olmuştu. "Azize" diyerek bağırdı. Onun sesini duyan kocası kapıdaki kardeşine şaşkınca bakıyordu. "Azize abim ne yaptılar sana?" diyerek bağırdı. "Abi kurtar beni ben evlenmek istemiyorum." dediğinde yengesi derin bir nefes almıştı. "Bacım ne olduğunu söyle" diyerek bağırdı. "Abi Nihat bana zorla" dediğinde yengesi şaşkınca bakıyordu. "Ne sana zorla mı yaptı." dediğinde abisi öfkeyle bağırdı. "Ulan soysuz pezevenk" diyerek bağırdığında, "Yenge istemedim yemin ederim benim suçum değil." dedi. "Yenge hamileyim ben istemem bu bebeği hayatım bitti." diyerek ağladığında, Dilay gözyaşları içinde bakmıştı. "Ama onun ne suçu var he gülüm masum bebenin ne günahı vardır." diyerek destek vermişti. Azize çaresiz kalmıştı. Ama bundan sonra kıyametler kopacaktı...

Updated at

Read Preview
SİYAHIN ASALETİ

SİYAHIN ASALETİ

Reads

Karanlık ıssız gece de şeytanın nefesinde titredi gökyüzü "İNTİKAM" İçinde en masum umutları yeşerten geleceğine ilk on beş yaşında yağmıştı. Kar soğudu kalbinde taşıyordu artık Ares her gece göğsünde uyuyan Masal'ın sıcak elleri de ısıtmaya yetmiyordu. Kalbi Ares 'in kolları arasında kalbi miniğin üşüyordu. Buğulu gözlerle izliyordu baş rolünü üstlendiği cehennemi peki ya o?  İse şeytanın ininde boğulmuş minik bir melek Karanlık sırların üzerine kurulu umutsuz bir AŞK Asel hiç beklemediği bir anda kalbini Ares' e kaptırırken olacaklardan habersizdir sadece aşık olduğunu düşündü ve umutsuz bir aşkın içinde buldu kendini ama bilemezdi ki hiçbir şey göründüğü gibi değildi. Ares ise hırsına yenik düşerek acımasız bir planın içinde buldu kendini. Zaman geçtikçe planları bozulurken Asel 'e aşık olacağını hesaplayamadı. Fakat geçmişe dair yanlış kararlar almış olsa da hatalarının pişmanlığını çekerken aşkı için savaşmaya hazırdı. Diğer tarafta Asel' in kafasını merakını uyandıran Aren vardı. Neden siyahın kasvetine boğulmuş gibi kalbi buz kesmişti? Ares intikam almak için bu yola girerken aklına hiç aşık olacağı gelmedi. Bir mektup iki kardeşi kavuştururken ortaya çıkan gerçekler ikisini de derinden yaralayacaktı.. Peki asıl suçlu kim? İki kardeşi ayıran düşman kimdi? Geçmişte olanlar gün yüzüne çıkarken herkes onun içinde kaybolup yanacaktı. Asel'in yaşadığı acılar kendisine zarar verirken Ares’in çaresizce kalması ikisinin de sonu olacaktı..

Updated at

Read Preview
EMRET KOMUTANIM

EMRET KOMUTANIM

Reads

Hazalın zorlu yollardan geçip sevdiği adama kavuştuğu zaman anlatan aşk hayatı

Updated at

Read Preview
YAKAMOZ SOKAKLAR

YAKAMOZ SOKAKLAR

Reads

İstanbul’un karanlık sokaklarında, Yakamoz Sokaklar olarak bilinen bir mahallede, gece çöktüğünde hayat bambaşka bir hal alır. Bu sokaklar, şehrin en tehlikeli mafya örgütlerinden birinin kontrolü altındadır. Bu örgütün lideri, “Karanlık” lakaplı Can'ın, acımasızlığı ve zekasıyla tanınır. Can, genç yaşta ailesini kaybettikten sonra sokaklarda büyümüş ve kısa sürede yeraltı dünyasında kendine bir isim yapmıştır. Onun liderliğinde, Yakamoz Sokaklar’da yasa dışı işler yürütülür: uyuşturucu ticareti, silah kaçakçılığı ve haraç toplama. Ancak Can'ın en büyük gücü, sadık adamları ve onların ona olan bağlılığıdır. Bir gün, Can'ın en güvendiği adamlarından biri olan Alihan , bir ihanetin kokusunu alır. Örgütün içinden biri, rakip bir mafya grubuyla işbirliği yaparak Can'ı devirmeyi planlamaktadır. Alihan , bu ihaneti ortaya çıkarmak ve Can'ı korumak için harekete geçer. Ancak işler beklediği gibi gitmez ve kendini bir anda hem polisle hem de rakip mafyayla karşı karşıya bulur. Alihan , Can'a olan sadakati ve kendi hayatı arasında bir seçim yapmak zorunda kalır. Bu süreçte, Yakamoz Sokaklar’da dönen entrikalar, ihanetler ve güç mücadeleleri gün yüzüne çıkar. Alihan, hem Can'ı hem de kendi hayatını kurtarabilecek mi? Yoksa Yakamoz Sokaklar, bir kez daha kanla mı yıkanacak?

Updated at

Read Preview
YÜZBAŞI

YÜZBAŞI

Reads

iki aydir bir operasyon üzerine çalıştım. Ama şimdi o kendini beğenmiş. Savcı yüzünden herşey mahvoldu."Bakın Savcı hanım sizin yüzünüzden bütün plan bozuldu?Hayatımda bu kadar suratsız biri görmedim." Yüzbaşı "ters bir bakış attım." Buyur" dedim. "Savcı Hanım bilmediğiniz işlere kalkışmayın" "Yüzbaşı sözlerine dikkat et" Bu kadını kim başıma bela etti. Arkamı dönüp gidecekken, "Yüzbaşı bana yağtığınız saygısızlıktır ve cezasız kalmayacak" dedi. Umursamaz bir şekilde arabama binip çekip gidince pencereden bana bakıyordu. Aklında ne planlar varsa artık yarın görecektik hepsini Karargahta bir endişe vardı. Herkes bana bakıyordu. "Hayırdır" diye soracakken Albayım çağırdı. "Ali Babür derhal odama" anlaşılan o ki fırsatı kaçırmamış uyuz kadın ne olacak derin bir nefes aldım."Ali sen savcı hanıma nasıl saygısızlık yaparsın? Bana bir açıklaman var herhalde""Komutanım kadın hem üstüne çalıştığım operasyonu mahvetti. Yetmedi beni vatan haini ilan etti." Komutanım size saygım sonsuz ama o kadına saygı göstermem. Bunu bilin ha! Meslek hayatım biterse eyvallah fakat kimse beni hainlikle suçlayamaz varsa elinde kanıt gelsin yoksa sussun"Derin bir nefes aldı. Sonuçta haklıydım ama kimse bunu anlamıyordu.. 💦💦💦💦Tam odadan çıkarken Savcı Hanım odaya girmişti. Kaşını kaldırıp, "Özrünü bekliyorum" dediğin de kahkaha attım. Albayım bana sert bir şekilde, "Ali" dedi. "kusura bakmayın ama ben asla özür dilemem" dedim. Böyle dediğim için pişman değilim ama bu kadının morardığını görünce içimin yağları eridi. "Yani özür dilemiyorsun öyle mi? Karşısına geçip," Dilemiyorum ne yapacaksınız? "diye çıkıştım. " Aslında sizin özür dilemeniz gerek "gözlerini kıstı." Sebep"diye sordu. Dişlerini sıkıyordu. "Sebep şu beni vatan haini ilan ettiniz" bu kadının tedavi olması lazımdı. "Dilemezsem" elimi cebime koyup, "Bende dilemem hatta hiç umrumda değilsiniz Egoist Hanım" dedim. Belki meslek hayatım bitecek ama bu hiç umrumda değildi. "Yüzbaşı haddini aşma hayatın biter" sabrım taştı. "Sizin aileniz gül bebek büyütmüş sizi ama biz anamızı, babamızı bırakıp dağlara çıkıyoruz" pencereye doğru gittim. "Ve sizin gibi kendini beğenmiş Şımarık insanlar savcı olup ahkam kesiyor yetmedi vatan haini ilan ediyor" sustu. Konuşacağı zaman sözünü kestim. "Ha bu arada diyorsunuz ya sizin hayatınız beni ilgilendirmez haklısınız savcım" dedim. Kapıyı çarparak odadan çıktım. 💦💦💦💦"Hayır... Hayır o yaşıyor Çağlaaa" gördüğüm rüyanın etkisiyle sıçradım. Yan tarafta ranza arkadaşım olan Selim yanıma gelip, "Ali iyi misin?" cevap vermedim. Gerçekten iyi miyim? Hayır değilim Çağla benim yüzümden vurulmuştu."Ali kendini suçlama senin suçun değil" dedi. Anlamazca bakarken "Kendini suçluyorsun yapma" dediğin de arkadan Burak konuştu. "Elbette suçlu değil" Bakışlarım ona döndü. "Burak" sımsıcak sarıldı. "Ne zaman döndün?" sesim kısık çıktı. "Bu sabah duydum ki Savcıyla başın dertte" göz devirdim. "Lanet kadın başıma bela oldu." ikisi de aynı anda güldü."Aman ne komik" Burak sinsice bakıp, "Yoksa ona aşık mısın?" bir anda ona dönüp, "Allah korusun onunla ben asla olmaz gudubet karı" dedim. Selim elini omzuma koydu. "Büyük lokma ye büyük konuşma demişler. Bir gün aşık olursun hatırlatırım bu lafları sana" dedi.Derin bir nefes aldım. Düşüncesi bile bana eziyet gibi geliyordu. Kahvaltı için indiğimde bütün askerler bana baktı. "Bunlar neden bana bakıyor" Burak etrafa bakarak, "Sanırım senin dedikodunu yapıyorlar." dedi. Öfkeyle bakıp, "Kadın gibi dedikodu mu? Yapacaklar?" Gözleri beni bulduğunda karşıdan bana doğru gelen Savcı Hanımı gördüm. "Bu kadının ne işi var? Diye mırıldandım. Tam karşıma geçerek," Ali Babür "dedi." Hayırdır bu sefer ne istiyorsunuz? Sizden özür dilemem bunu size açık bir şekilde söyledim "dedim. Yüzüme öfkeyle baktı." O zaman mesleğine elveda de yüzbaşı "dedi. " Göreceğiz Savcı Hanım son gülen iyi güler. "" Bayan Egoist "" Gargamel Burun "

Updated at

Read Preview

Navigate with selected cookies

Dear Reader, we use the permissions associated with cookies to keep our website running smoothly and to provide you with personalized content that better meets your needs and ensure the best reading experience. At any time, you can change your permissions for the cookie settings below.

If you would like to learn more about our Cookie, you can click on Privacy Policy.