Reads
Hiç babanız çok güçlü, çok zengin olsun istediniz mi? İstemeyin! Kolay değil çünkü bunlar. İlk aile feda edilir. Ben ihmal edilmiş bir çocuktum. Sonra büyüdüm. Feda edilmiş bir genç kız oldum. Hediye edildim. Resmen hediye edildim. Kendine bir eş arayan ünlü çapkın mafya EMİR SANCAKTAR' a babam tarafından hediye edildim. Bundan haberim bile yoktu üstelik. O davette odama geldi ve; " Seni kendime eş olarak seçmem için hünerlerini göster bakalım. " dedi. Odadan çıkmaya çalıştım. Kapıya elini koydu. Elini çekmeye çalıştım. Sıkıca kolumu tuttu. " Bırak beni yoksa bağırırım. " dedim. " Bağır! Severim yatakta bağıran kadın benim için sakıncası yok ama seni kurtaracak kimse yok. Bu parti tamamen bana seni beğendirmek için düzenlendi. " dedi. Ağlamaya başladım. Ağladım. Ağladım. Bu benim hoş geldin partim değil miydi? Yıllar sonra ailemle yaşayacağım için düzenlenmemiş miydi? " Hemen ağlamaya başlama, birazdan ağlarsın. "" Ne diyorsun sen! Bırak beni gideceğim. "" Bakire misin?"" Sanane!"" Cevap verirsen belki çıkmana izin veririm. "Durdum. Düşündüm. Bakire olduğumu söylersem beni başına bela etmek istemezdi belki. Zaten hüner falan dememiş miydi? Anlayan birini isterdi. O yüzden doğruyu söylemeyi seçtim. " Bakireyim. Şimdi bırakta gideyim. "" Kendini sıkmazsan iyi olur. "" Ne!. " " Canın diyorum. Çok acıyacak. "
Updated at
Reads
UYARI: Şiddet ve cinsellik içerir! Bir kadın... Bir adam... Bir çocuk... Cam gibi şeffaf bir kadın. Hayatta bir sırrı var. Kendinden bile gizlemek istediği... Geçmişi sırlarla dolu bir adam... İkisinin de aklında aşk yoktu. Sadece işlerine aşık olmak yetiyordu. Ama bir gün bir çocuk bir karar verdi. Kardeş istiyordu... Biri Avukat Diğeri Polis iki kişi.. Hayat onları sürekli karşı karşıya getirirken bir çocuğun tertemiz kalbi onları yanyana getirmek istedi. İki tehlikeli hayatı bir araya getirmeye çalıştığından, dünyanın ne kadar kirli olduğundan haberi yoktu. Çok masum bir dilek diledi. Bir annesi ve bir kardeşi olmasını... Hayat ona ne kadar yardım edecekti? Dünya dilekler kadar masum olabilecek miydi ?
Updated at
Reads
" YA BENİMLE EVLENİRSİN YA DA PAVYONDA ÇALIŞMAK ZORUNDA KALIRSIN. KARAR SENİN YASEMİN. " Hayat herkese eşit davranmaz. Hayatı her zaman zor olan Yasemin bir kez aşık oldu. Henüz 16 yaşında, uçurumun kıyısında yaşarken bir kişinin elini tuttu. Sımsıkı tuttu. Kopardılar. Onu tekrar gördüğünde artık her şey için çok geçti. Ya da değil miydi? " Tebrik ederim Uraz. Nişanlanmışsın. " " Ne sanıyordun? Beni sana en ihtiyaç duyduğum anda yüzüstü bırakırken ne sanıyordun?" " Mutlu olacağını. Görüyorum ki olmuşsun. " " Mutluluk mu? Ben ondan vazgeçeli çok oldu. Sadece bir şeyi merak ediyorum. " " Neyi?" " Benim seni incitirim diye ödüm koparken sen nasıl bir başkasının altında inledin?" Yasemin böyle bir yapmadığını söylemek ve söylememek arasında kaldı. Gerçek Uraz' ın bildiği gibi değildi ama söylemek için doğru zamanda değildi. Yasemin ve Uraz... İki aşık... Onlar bir zamanlar masumdu. Ya sonra?
Updated at
Reads
Detaylı cinsellik ve şiddet içerir! Hayatım bir dakikada değişti. Bir dakika önce ya da bir dakika sonra gitseydim, bunların hiçbiri başıma gelmeyecekti. Ve Hüküm; Berdel. Kimse duymadı beni. Kimse dinlemedi. Ortada kaçırma falan yoktu kimse anlamadı. Anlamak işlerine de gelmedi aslında. Ailemin çıkarlarına böylesi geldi çünkü. Üstelik ablamın sevgilisi ile evlenmek zorundaydım. Daha 18' imde anne olmak zorundaydım. Abi dediğim birinin koynuna girmek zorundaydım. Ve benim kabusum tam olarak böyle başladı. Bir dakika insandan bir ömür alabiliyordu.
Updated at
Reads
YETİŞKİN İÇERİK UYARISI! Gözyaşlarımla suladığım papatyalarımla dertleşirken odanın kapısı aniden büyük bir gürültü ile açıldı. Korkuyla arkamı dönerken kalbim yerinden çıkacak gibi atıyordu, gelen aşkıyla pervane misali yanıp tutuştuğum ancak bana duyduğu nefretini her vakit yüzüme haykırarak yüreğimi yakıp küle çeviren kocam Botan Karahanlı idi. Bana doğru yaklaşmaya başladığında titreyen ellerimle elbisemin kenarıyla oynayarak heyecanımı bastırmaya çalışıyordum. Öfke dolu bir sesle emrini verirken yeşil hareleri kahveliklerimi karanlığına hapsediyordu. -Soyun ve yatağa geç! Bir an önce bitirelim şu işi. On sekiz yaşında sırf kan davası olmasın diye gelin geldiğim bu konakta tek görevim KARAHANLI aşiretinin soyunu devam ettirecek bir torun vermekti. Oysa ne umutlar biriktirmiştim sol yanımda, hepsi geldiğim günden beri Botan tarafından tek tek yok edildi. Geriye sır gibi sakladığım ona rağmen hala bitmeyen sevdam vardı. Söylediğini yapmak üzere elbisemin düğmesini açarken utançtan kıpkırmızı olduğumu hissediyordum. -Çabuk ol Kirmanlı, fazla vaktim yok! Sevdiğim adam için sadece katil dediği ailenin kızıydım, bir keresinde ne onun evli olmamın ne de bir çocuk verebilecek olmamın asla beni Karahanlı yapmayacağını söylemişti. Beni de sırf ailesi kan davası olmasın diye üzerine baskı kurduğu için almıştı. Öyleki dışarıdaki insanlar bana "Karahanlı Gelini " derken kocam ona ait olmadığımı vurgularcasına kızlık soy ismim olan Kirmanlı diyordu. Yatağa geçip uzandığımda üzerindeki yerini aldı, refleksle elim omzuna değdiğinde öfkeyle konuştu. -Çek elini ,sakın bana dokunma Kirmanlı. Ne baba ocağında ne gelin geldiğim bu konakta benim hiçbir kıymetim yoktu. Ben Dicle, kendi adımı duymayı bile unuttuğum Karahanlı Konağı' nın gelini. Botan 'ın ebedi nefreti,ailesinin kurban etmekten bir an bile tereddüt etmediği Dicle. Hikayemi bir de benden dinleyin.
Updated at
Reads
(DETAYLI CİNSELLİK VE ŞİDDET İÇERİR!) "Çıkar şu gelinliği üzerinden! Sana yakışacak tek beyaz kefen! Sana öyle şeyler yapacağım ki kendini öldüreceksin. Sonra o siktiğimin sülalesinden başka kız verecekler. Sonra o da kendini öldürecek. Sülalen vazgeçip abinin leşini verene kadar bu böyle devam edecek. " " Benim suçum ne?" diye bağırdım. " Abin kardeşimi kaçırdı. Benim kardeşimi. Koskoca Mirzan aşiretinin reisinin kızını kaçıracaklar, Mirza Ağa'nın kardeşini kaçıracaklar ve seni koynuma atarak yaptıklarının bedelini ödemiş mi olacaklar? Onlardan çok daha fazlasını alacağım. Sen sadece başlangıç olacaksın. " " Bana ne yapacaksın?" diye sordum. Daha 18 yaşında bir kız çocuğuydum ben. Abime ben mi kaçır demiştim? Mirza Ağa' nın babası Şirvan Ağa öyle acımasız bir adamdı ki abim sevdiği kızı kurtarmak istemişti. Onu kurtarmak ve onun yerine beni ateşe atmak. Söz hakkım olmamıştı ki. Şirvan Ağa' nın da Mirza Ağa' nın da zalimliği dillere destandı. " Sana öyle şeyler yapacağım ki yaşadığın her güne korkuyla uyanacaksın. Ölümü dileyeceksin ama elimi pis kanına bulamayacağım. " Bu evde çektiğim zulüm bitmek bilmiyordu. Kocam nefret ediyordu. Kayınpederim ondan farklı değildi. Kaynanam eski usul kaynanaydı. Nefes almak bile zordu bu evde. Hayat bana nefes almam için bir şans verecek miydi? Yoksa gerçekten o kazanacak ve kendimi mi öldürecektim?
Updated at
Reads
Onun aşkından ölmedim. Ona güvendim. Ona teslim oldum çünkü ona inandım. Hayatımdan onun kollarına bir kaçıştı yaşadığım. O ise vaadlerini bir anda unuttu. ' Güngör ben hamileyim. ' dediğimde buz gibi baktı yüzüme. Zaten sağlıklı olmayan aile hayatım daha da alt üst olmuştu. Babam kalp krizi geçirdiği için yattığı hastane odasında; ' Adıma sürdüğün lekeyi temizlemeden sakın çıkma karşıma. ' demişti. Üzerimdeki çantam dışında hiçbir şey almadan, evin kapısından bile giremeden kovdu beni. O an umutluydum. Beni seven adama gidecek ve bu müjdeyi verecektim. Evlenecektik zaten, öyle diyordu. Hiçbir şey umduğum gibi gitmedi. ' Saçmalama. Sen alt tarafı bir sekretersin. Sekreterlerin işi bu zaten. Ya patronla ya patronun oğluyla yatarsın. Sen yine şanslısın bak. Patronun oğlunun yatağına girdin. ' ' Güngör sen ne diyorsun?' ' Aldırırız olur biter. ' ' Hayır. Kendi günahımın bedelini masum bir cana ödetmeyeceğim. Üstelik bu neyi değiştirir sanıyorsun? ' Tartışma uzadı ve sonunda Güngör beni bir eve koydu ve gecesine birini getirdi. ' Tanıştırayım müstakbel kocan. Hadi yine şanslısın. Genç ve zengin. Bir süre evli kalırsın çocuk doğduktan sonra da aylık bir ödeme yaparım sana. ' O zaman öğrendim ki Güngör nişanlıydı. Beni evlendirmek istediği mafya lideri Rüzgar Soyluhan' ın kız kardeşi ile nişanlıydı. Nasıl bir şeyin içine düşmüştüm? Bu adam niye kardeşinin aldatıldığını bile bile Güngör' ün pisliğini örtüyordu. Çaresizlikten evlendim. Beni tek bir dakikada kapının önüne koyan babam için, karnımdaki masum can için evlendim. Evlenmesem ikisi birden kaybedecektim. Oysa tek suçlu bendim. Bedelini de ben ödeyecektim.
Updated at
Reads
( +18 sahneleri detaylı olacaktır. ) O her türlü eğitimlerin içinden geçmiş başarılı bir askerdi. Özel Kuvvetler askeri. En ağır işkencelere bile dayandırdı. Nefret ettiği üç şey vardı. Biri gizli görevlerdi. Askerdi o. Vurur geçer ötesini düşünmek istemezdi ama her zaman öyle olmuyordu. İkincisi nazlı, şımarık kızlardı. Ve tabii ki üçüncüsü vatana ihanet edenlerdi. Bir gün, özel bir görevde, üniformasına hasret kalmışken, silah tutması gereken eli bir şampanya kadehi tutarken bir kız gördü. O vatan hainin yanında. Ona gülümseyen. Topuklu ayakkabıları -ki ona sıradan bir topuklu ayakkabı muamelesi yaptığını duysa kız alnında o ayakkabının iziyle gezmek zorunda bırakırdı- binlerce lira ediyordu o ayakkabı. Ojeli ve manikürlü tırnaklarıyla, yapılı saçları ve varla yok arası elbisesiyle tam olarak hedefinin yanında duruyordu kız ve adamın eli ince belindeyken seksi bir dans sunuyordu adama. Nefret ettiği üç şey bir aradayken adam durdu bir an. Kıza baktı ve bedeninde kontrol edemediği bir hareketlenme oldu. İşkence eğitimlerinden başarılı geçtiğiyle mi övünüyordu az önce? Kızın bedeni yanından geçerken bugüne kadar gördüğü bütün işkence eğitimleri hafif kalmıştı. Kız dönerken omzuna çarptı. Özür dilerken eline bir kağıt tutuşturdu. Alışıktı asker avucuna telefon numarası sıkıştıran kızlara. Bakmadan atardı. Şu an ise bu kağıdı kıza yedirmek istiyordu. Bir hainin yanında olması yetmez gibi bir de ona yürüyordu. Sonra aşağıya baktı. Kızın temasıyla hareketlenen alt kısımlarına. Küfür etti içinden. Kendine yedirmeliydi aslında kağıdı. Ya da aşağıdakine. Ama hiçbirini yapmadı. İlk defa bir kağıdı açıp baktı. İçinde numara değil bir not vardı. " Hedefimden uzak dur asker!"Bu kız kimdi? Daha önemlisi asker olduğunu nasıl anlamıştı? Bu asker ve bu ajan birlikte çalışmak zorunda kalırsa ne olur? Askerin mesleğini kurtarmak için bir şansa ihtiyacı vardı. İkinci bir şansa. Yoksa ikinci kabus mu demeliyiz? O öyle diyor.
Updated at
Reads
Ne kadar öyle gibi görünse de kuma hikayesi değildir. Babam geri geldi ve evleneceğimi söyledi. Kabul etmekten başka şansım yoktu. Hoş sorulmamıştı bile. Diyarbakır' a büyük bir aşirete gelin gidiyordum. Bir yıl kocamla birlikte İstanbul'da yaşayacak sonra Diyarbakır' a geri dönecektik. Evleneceğim kişi hakkında hiçbir şey bilmiyordum neredeyse. Öğrendiğimde ise çok geçti. ' Asmin bu benim sevgilim Deren. Bu evde olduğunda onun hizmetini göreceksin. ' dediğinde beynimden vurulmuşa döndüm. Eşyalarımı alıp gidecektim ama önüme geçti. ' Aklından bile geçirme gitmeyi. Aileni arayıp namusuma leke sürdüğünü söylerim. Sonra hakkında verilecek hükmü tahmin edersin elbette. ' ' Bırak beni gideyim. ' ' Emin ol bunu bende isterdim ama babam böyle uygun gördü. ' Başkasını seviyordu ve bunu evleninceye kadar söylememişti. Sevgilisini ailesi kabul etmediği için apar topar evlendirilmişti. Arayıp şikayet etmeyi bile düşündüm ama hiçbir işe yaramazdı. ' Ben geleceğin ağasıyım. Ya sen kimsin? Cahil bir gelin. Benim lafıma karşı senin lafının hükmü olur mu sanıyorsun? ' demişti ve haklıydı. Şiddet, küfür ve cinsellik içerir. Rahatsız olacak olanlar lütfen okumasın.
Updated at
Reads
O benim ilk yuvamdı. İlk ailem. İlk aşkım. Kanatlarım olduğunu ve uçabileceğimi o öğretmişti bana. Benim hayattaki ilk anım anneme tuhaf tuhaf bakan o adamın cümlesiydi. " Benimle olmak istiyorsan şu piçten kurtulacaksın!" Annem lafını ikiletmedi. Kurtuldu benden. Denemedi, savaşmadı benim için. Belki de bu yüzdendi vatanı için savaşan bir adamı sevmem. Savaşmayı iyi bilen birini severken bir gün bana savaş açacağını bilemedim. Varlığını öğrettiği kanatlarımı kıracağını tahmin edemedim. " Sana onu dünyaya getirme demiştim. Şimdi al o piçini ve defol hayatımdan!" Yıllarca sevdiğim adamdan bu lafı duymak çok ağırdı. İlk defa o ilk anımdaki adam bile daha iyi geldi gözüme. O başkasına ait bir çocuğu istememişti. Sevdiğim adam ise kendine ait bir çocuğu. Beş yıldır evliydik. Beş yıl sonra ona açtığım en büyük acımdan beni vuracağını bilemedim. Kırk günlük bebeğimi aldım. Bir kaç parça eşya ile çıktım o evden. Gidecek bir yerim yoktu. Benim ondan ve bebeğimden başka kimsem yoktu ki. Hayat bana ikinci şansı verecek miydi? Yoksa o zaten benim ikinci şansım mıydı ve yolun sonunda mıydım? Hiçbir şey bilmiyordum. Tek bildiğim yaşadığım sürece evladımı terk etmeyecektim. Ben annem olmayacaktım.
Updated at
Dear Reader, we use the permissions associated with cookies to keep our website running smoothly and to provide you with personalized content that better meets your needs and ensure the best reading experience. At any time, you can change your permissions for the cookie settings below.
If you would like to learn more about our Cookie, you can click on Privacy Policy.