Reads
Yetişkin İçerik+18 Unutulan Eş kitabından Toprak'ın oğlu Selim ve Hüküm kitabından Ezman'ın kızı Kardelen'in hikâyesidir. Elimin altındaki yumuşak dokunun ne olduğunu anlamak istercesine yeniden okşadım. Gözlerimi araladım. Kardelen, yanımda sere serpe uzanmış, mışıl mışıl uyuyordu. Elim oraya aitmiş gibi kalçasını kavramıştı. Bir bacağını bacağımın üzerine atmış, bir eli yanağında ve yastığa dağılmış o uzun dalgalı saçlarıyla akıl oynatacak kadar baştan çıkarıcı görünüyordu. Ne diyordum ben! “Siktir!” Elimi ateşe değmişçesine bir hızla çektim. Bir an zihnimde, dudaklarına yapışırken gömleğinin düğmelerini çözdüğüm bir sahne canlandı. Her limanda birini siktiğim yetmemiş, yasaklı bölgeye mi girmiştim? “Siktir!” dedim yeniden. Bir hızla üzerimizi kontrol ettim. Ben de sadece şort vardı. Neyse ki Kardelen yeterince giyinik görünüyordu. Sıyrılıp açığa çıkan kalçasını saymazsam eğer… Mavi gözlerini aralayıp yüzüme bakınca sesim düşündüğümden sert çıktı. “Napıyorsun kızım sen yanımda! Koca evde yatacak yer mi kalmadı?” Sesimi duyunca yok olmak ister gibi yatağın içine biraz daha gömüldü. Bense hızla yataktan çıkarken ayağım nevresime takılınca bir an sendeledim. Aynı düğme sahnesi zihnimde bir tur daha döndü. Hay böyle işi sikeyim! Ben kalkınca o da hızla yataktan çıktı. Temiz görünen çarşafla rahat bir nefes aldım. “Dün gece,” diye söze başladığı sırada kendime gelmeye çalışarak bakışlarımı yüzüne diktim. “Umarım dün gece yanlış anlamalara sebep olacak bir şey yapmamışımdır,” dedim hemen. Bakışlarını ayak uçlarına indirip sustu. Yatak temizdi ve sanırım en fazla öpmeye yeltenmiştim. “Ben,” dedi ama devamını getirmedi. Alt dudağını ıslatıp dudaklarını gözlerime sokarken o dudakları öpseydim, siktiğimin ilaçları bile hafızamdan silemezdi diye düşündüm. Panik olmuştum. Kardelen demek başbelası demekti benim için. “Yaptıysam da unut gitsin, tamam mı?” “Haklısın,” dedi bir süre durakladıktan sonra. “Hatırlanmaya değmez.” Demek ki önemli bir şey olmamıştı. Rahat bir nefes aldım. Yine de emin olmak adına sordum. “Seni üzecek bir şey mi yaptım?” diye sordum dikkatli bir sesle. “Sen artık beni üzecek hiçbir şey yapamazsın!”
Updated at
Reads
Her şey dedemin oku fırlatırken büyüyü yanlış söylemesiyle başladı.Dedem bir aşk meleği ben ise onun aşık ettiği çiftlerin bekçisiydim. Tıpkı dünya gibi aşklar da eskisi gibi değildi. Dedemin görevi aşık etmek benim görevim ise ilişkinin gidişatını gözlemlemekti.Gelin görün ki dedem büyük bir hata yapmış, okunu atarken büyüyü yanlış söylemiş ve ok iki parça yerine üç parçaya ayrılmıştı. Bir parça erkeğe, bir parça kadına ve bir parçası da ne yazık ki orada bulunan şanssız bana saplandı.İsmi Levent, hissettirdikleri bir felaketti. O yarım da olsa aşık olduğu kadınla mutluluk oyunu oynarken ben görünmez bir şekilde onları izlemekle yetiniyordum.Aşkı iki değil üç kişi paylaşıyorduk ve o ikisinin bundan haberi dahi yoktu. En büyük tehlike ise dudaklardı. Lânet olası dudakları, o kadının dudaklarını bulduğunda ben nefes alamaz hale geliyordum. Adi herif utanmadan benim hayat öpücüğümü o kadına üfleyip duruyordu. Eh evet, hayat öpücüğü diye bir şey var. Ve benim hayatım Levent o kadını her öptüğünde biraz daha kısalıyordu.Melek değil şeytan olan dedemin oku beni ne hallere düşürmüştü. Oysa ben meclis başkanının oğlu olan aşk meleğine fena halde aşıktım. En azından o aptal oku yiyene kadar...Ben Lili, aşk bekçisi! Kendi aşkına sahip çıkamayan sakar bir melek...Her şey benim için daha yeni başlamıştı. Tek sorunun yediğim ok olmadığını yakın zamanda anlayacaksınız.
Updated at
Reads
BD.SM ve Yetişkin İçerik +21 Eğer masum, hayallerinizi süsleyen tatlı bir aşk okumak istiyorsanız yanlış yerdesiniz. Bu kitapta tatlı bir aşk yok. Masumiyet hiç yok. Beklentileriniz bu yöndeyse sizi hayal kırıklığına uğratacaktır. Bu kitapta kimileri için var olan aşkın diğer yüzüyle tanışacaksınız. Ya yargılarınızı bir kenara bırakın ya da sakince buradan çıkın. *** Zevk acının sınırında başlar.
Updated at
Reads
+18 Yetişkin Içerik Satenler, danteller, loş bir ışık… Odayı aydınlatan tek şey pencereden içeri vuran ay ışığıydı. Gecenin ilerleyen bir saatiydi. Sessizlik, geceye perde gibi inmişti adeta. Yatakta uzanan genç kız, gözlerini bacaklarında gezinen sıcak elin temasıyla araladığında ne olduğundan çok da emin değildi. Saten çarşafın üzerinde kıvrılan bedeninde ince dantel çamaşırlarından başka hiçbir şey yoktu. Adam, hiç acele etmeden önce gerdanına, sonra göğsüne eğilip sıcak nefesinin tenine yayılmasına neden olduğunda beklenti ve hazla içini çekti. Dudakları dantellerin üzerinden göğsüyle buluşurken elleri de bacaklarının arasına kaydığında zevkle titredi. Adama karşılık vermek için hiçbir harekette bulunmuyor ama bu dokunuşlardan da asla rahatsız olmuyordu. Nefesi sıklaşırken onun kendisine daha çok dokunmasını, öpmesini hatta sarılmasını istiyor, arzudan titreyen bedenine söz geçiremiyordu. Göğsünün tekini çamaşırının üzerinden yalayan adam, kabaran göğüs ucunu dudaklarının arasına alıp sıkıştırırken “Akasya,” diye fısıldadı. Kız karşılık olarak sonunda ellerini adamın saçlarına götürüp “Toprak,” diye inledi. Hemen sonra odayı dolduran gürültülü müzik sesinin etkisiyle neredeyse sıçrayarak kendine geldi. Çalan telefonuna anlamsız bakışlar atarken ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. Rüya görmüştü. Fazlasıyla canlı, erotik olan bu rüyada Toprak’la sevişiyordu. Nikahlı olduğu ama nikah haricinde bir kez bile bir araya gelmediği kocasıyla hem de... Daha önce hiç kimse ile öpüşmemiş, el ele bile tutuşmamış biriydi. Zaman değişse de böyle şeyler hala buralarda hoş karşılanmazdı. Evlendikten sonra da değişen bir şey olmamıştı. Çünkü kocası nikah kıyılır kıyılmaz yüzüne bile bakmadan İstanbul'daki şaşalı hayatına geri dönmüştü. O dağ başında unutulmaya bırakılmış bir eşti. Akasya kocasıyla ilgili saçma sapan rüyalar görürken kocasının adını dahi unuttuğuna emindi.
Updated at
Reads
“Artık istediğin davayı açabilirsin.” Yüzündeki gülüş kaybolurken kaşlarım çatıldı. Buz gibi bakışları üst üste olan bedenlerimizin üstünde dolaşıp alaycı bir şekilde yarım bir gülüş attı. “Dava dosyasına bacaklarını istekle açtığını eklemeyi unutma!” "Seni tanıdığım güne lanet olsun Bedir Bicanlı!"
Updated at
Reads
İnsan kaderinden kaçamıyordu. Laden de kaçamamıştı. Aşık olup evlendiği adamın koca bir aşiretin Ağası olduğunu öğrendiğinde her şey için çok geçti. Hayır, evli değildi. Resmi olduğunu düşündüğü evliliği sahteydi. Zorla sürüklenerek getirildiği konakta kocasının, bir resmi ve bir imam nikahlı olmak üzere iki karısı vardı. Aylarca peşinde koşan, onu kendine aşık eden Kemal evliydi. Hem de iki kadınla… Üstelik kendini saygın bir iş adamı olarak tanıtan adam, illegal işler yapan bir aşiretin ağasıydı. Ve şimdi, zorla bu konakta tutuluyordu. İmam nikahı olduğu için Kemal, hala kocası olduğunu utanmadan savunabiliyordu. Kaçacaktı. O nikahı bozmak için elinden geleni yapacaktı. Çünkü bir adamın üçüncü karısı olmak gibi bir niyeti yoktu.
Updated at
Reads
HÜKÜM ADI ALTINDAKİ TEK KİTABIM BUDUR. KEHRİBAR KİTABI HÜKÜM KİTABININ YAN KARAKTERLERİNİN KİTABIDIR. YAZAR LAFLAR KRALİÇESİ DİĞER KİTAPLARIM UNUTULAN EŞ, AŞK GECELERİ, HÜKÜM, MÜHÜR, KEHRİBAR, TEHLİKELİ TUTKULAR, BERDEL TUZAĞI, AŞK DAVASI PROFİLİME GİRİP BANA AİT KİTAPLARI GÖREBİLİRSİNİZ. Temmuz ayı Süpernova Birincisi . Kimi yerlerde adalet mahkeme salonlarında sağlanmazdı. Tokmak vurulmuş, hüküm verilmişti. Töreye, berdele kurban edilen yine bir kadın olmuştu. Ona hiçbir zaman bir seçenek sunulmamıştı. Babasız olmasından mıydı yaşadıkları? Yoksa babası olsa da yine de verilen hükme boyun eğmek zorunda mı kalacaktı? Amcasının oğluyla evlenmektense bir Ağa’nın karısı olmak daha mı iyi olurdu, şimdilik bilmiyordu Berfin. Bildiği tek şey, kızların annelerinin kaderini yaşadığı gerçeğiydi. Annesi şanslıydı. Babası iyi bir adamdı. Kendi kaderine düşen adam hakkında ise hiçbir fikri yoktu. *** İnsan özünden kaçamıyordu. Bunu bir kez daha anlamıştı Ezman. Kurtulmak istediği topraklara artık tamamen mahkumdu. Kardeşi kimseyi düşünmeden kaçmış, kaç kişinin kaderiyle oynadığını umursamamıştı bile. Bu da yetmezmiş gibi kardeşiyle kaçan adamın ailesinin oyuncağı olmuştu. İstanbul’a gidip kız kaldırmış, buna rağmen başı önüne eğilen kendisi olmuştu. Her şeyin elbet sırası gelirdi. Zaman ve sabır bundan sonra en büyük yoldaşı olacaktı.
Updated at
Reads
Unutulan Eş hikayesindeki Asuman ve Berkan'ın Hikayesi ASUMAN Bir kız bara girer ve... Yıllar önce bu isimde bir kitap okumuştum. Barın kapısından içeriye girerken ben olsam cümleyi şu şekilde tamamlarım diye düşündüm. Bir kız bara girer ve tüm yavşaklar ona döner. Kendi kendime kıkırdadım. Çivisi çıkmış, pardon! Çivisi, bile isteye sökülmüş bu dünyanın en basit kurallarından biriydi artık bu! Bir kız bara yalnız giriyorsa sikilmek istiyordur. Nokta! Erkek kafasının bu şekilde düşündüğünü bilmek mide bulandırıcı olsa da gerçek buydu. Oysa ben şu an sadece içmek istiyordum. En yakın arkadaşımın düğününün şerefine canım kadeh kaldırmak istiyordu. O balayına doğru güzel bir uçuş yaparken kalakaldığım yalnızlığı kutlamak istiyordum. İki ay içinde üç düğün! Derdi neydi bunların? Önce Helin, sonra Sinem en sonunda da Firuze! İkinci içkiyi istedim barmenden. O sırada yanıma biri geldi. “Merhaba güzellik. Takılmak ister misin?” “Hayır,” dedim direkt. “Geldiğinden beri gözlerimi senden alamıyorum. Aletimi ayağa diktin. İkimiz de istediğimizi alırdık,” dedi vücudumu süzerek. Pantolonunun üstünden aletini avuçladım. Beklemediği hareketim şaşırtmasına neden olmuştu. “Seni bilmem ama ben istediğimi alamazdım,” dedim o şaşkın şaşkın yüzüme bakarken. Dudaklarımı öne doğru büzerek yüzüne yaklaştım. “Çünkü çok küçük!” Adam geldiği hızla ortadan kayboldu. Ben de rahat bir şekilde içkimi yudumladım. “Hiç vazgeçmeyeceksin değil mi?” Duyduğum tanıdık ses sırtımı dikleştirmeme, tırnaklarımı çıkarmama neden oldu. Sikerler böyle işi! Her yerde bitmek zorunda mıydı? Bu gece yeteri kadar maruz kalmıştım gereksiz varlığına. “Güzelliğine kapılıp gidenleri parmağında oynatmaya bayılıyorsun.” “Siktir git Berkan.” Yine ne istiyordu? Hiç vazgeçmeyecek miydi? Aradan neredeyse iki yıl geçmişti. Fakat bir sarmaşık gibi etrafımı saran Berkan’dan kurtulmam lanet olsun ki mümkün olmuyordu. “Beraber gidiyoruz,” diyerek masaya bir deste para bırakıp beni çekiştirmeye başladı. Ne kadar kurtulmaya çalışsam da mümkün olmuyordu. Hadi ama herif bir doksan boyunda ve kalıplıydı. “Bırak beni be!” diye bağırdım. Elimi savurmasıyla kısa bir an dengem şaştı. “Kimseyle yatmayacaksın,” dedi kükreyerek. “İzin vermiyorum lan.” Göğsünden ittirdim. “Sen kimsin be! Kimsin! Hayatımın içine sıçtın hala karşıma çıkıyorsun. Kimle istersem onla yatarım, sen de bir bok yapamazsın. Sana hesap vermiyorum ben.” “Bebeği aldırmasaydın, şimdi aileydik. Ama sen kendini siktirmeye o kadar meraklısın ki hamilelik fikrinden nefret ettin.” Suçlaması karşısında hiçbir şey demedim. Çünkü Berkan neyi istiyorsa onu düşünebilirdi. Çünkü onu umursadığım zamanlar bitmiş, köprünün altından çok sular akmıştı. Berkan’ın cehenneme kadar yolu vardı. “Sen o kadar bencil bir adamsın ki bu bencillik gözlerini kör ediyor. İki yıl önce de böyleydi, şimdi de öyle. Ne halin varsa gör. Benden uzak dur.” “Bana acı çektirmek hoşuna gidiyor değil mi? Ama sana bir haber vereyim, şu saatten sonra sikimde değilsin!” “Sikinde değilsem ne demeye alacaklı gibi götümde dolanıp duruyorsun? Defol git hayatını yaşa!” Ona arkamı dönüp sinirle yürümeye başladım. En başında da beni suçlamıştı şimdi de. Kendisi sütten çıkma ak kaşıktı sanki. Kolumdan çekmesiyle dudaklarıma yapışması bir oldu.
Updated at
Reads
“Güvende olmadan rahatça bir uyku çekebileceğimi mi sanıyorsun?” “Rahatça uyuyabileceğini kim söyledi? Ben nasıl rahat uyumayacaksam sen de uyuma. Bir gözün açık olsun.” “Benden korktuğunu bu kadar belli etme,” dedim gülerek. “Senden korkan kim?” derken sesi oldukça sert çıkmıştı. “Peşinde bir ordu var farkında mısın?” “Ben de onu anlamıyorum zaten. Beni yakaladın. Ne diye ortaya almıyorsunuz ki? Hedefiniz bu değil mi?” Masanın arkasından çıkıp üzerime doğru geldi. Akşamdan beri benim ona yaptığım gibi o da beni etkisi altına almaya çalışıyordu. Onunla başka şartlar altında tanışmayı dilerdim. En azından bir düşman değil de dost olabilirdi. İşte o zaman üzerinde tüm hünerlerimi kullanmaktan çekinmezdim. Karşıma geçti, yüz yüzeydik. Hatta gereğinden fazlaca yakındık. Boğazıma takılan nefesimi vermeye çekindim. “Sen benimsin,” dedi. “Seni kimseyle paylaşmaya niyetim yok.” Kelimelerle dans mı ediyordu yoksa beni etkilemeye mı çalışıyordu anlayamadım. Eğer ikincisiyse başarılı olduğunu söyleyebilirdim. İnsanın düşmanı da bu kadar yakışıklı olmamalıydı be!
Updated at
Reads
+18 yaş ve üstü için uygundur. *** Kuma olmamak için sevdiği adama tüm aşiretin önünde iftira attı. *** “Elimi çekeceğim ama bağırma.” Başımı salladım. Elini çekmesiyle “sen ne yaptığını sanıyorsun?” diye çıkıştım. “Bakmaya geldim,” dedi içki kokan nefesiyle. “Anlamadım, neye?” “Gecesine bilmem kaç milyon ödediğim ilk kadınsın. Tabi ki değip değmediğini kontrol edeceğim!" Beni bileğimden tutup kendine çekmesiyle dudaklarıma yapışması bir oldu. “Tadın da güzel,” dedi arsız bir sesle. “Seni hep kendime mi saklasam?” Bir kez daha dudaklarımı ele geçirdi. “Yarın geceye iyi hazırlan Hatice. Sana düğün gecesi öyle şeyler yapacağım ki tüm Urfa sonunda duyacak.”
Updated at
Dear Reader, we use the permissions associated with cookies to keep our website running smoothly and to provide you with personalized content that better meets your needs and ensure the best reading experience. At any time, you can change your permissions for the cookie settings below.
If you would like to learn more about our Cookie, you can click on Privacy Policy.