"Buyurun!” “Yooo yo önden sen buyur, istirham ederim.” Adamın sesindeki alaycılık kulağından kaçmadı ama en az onun kadar dik konuştu Ayşe de. “Ne duymak istiyorsunuz?” “Dün boşanacağım derken bu gün oğlumun annesinin yerine geçmeye karar vermişsin. Sorumluluklarını da yerine getirebilecek misin oradan başla.” Ayşe Noyan Berk için canını bile verirdi, ne demek sorumluluk. Şimdiye kadar bunu gösterememiş miydi de böyle hafife alınıyordu. “Elbette getireceğim. Siz beni ne zannediyors..” “On gün sonra yine yatağımda ol o zaman ya da bir daha oğlumu görmeyi unut!.” “N..n..ne!” “BEN EVCİLİK OYNAMIYORUM ÖĞRETMEN, OĞLUMU DA SANA OYUNCAK ETMEM!” “Siz ne saçmal..” “On günün var.” Yüzüne kapanan telefonla dondu kaldı Ayşe. Ne öfkesi kalmıştı şimdi ne korkusu. Tuhaf bir boşlukta süzülür gibi arkasındaki koltuğa yığıldı kaldı. Basit bir kadın mıydı da herkes yatağı için sıraya giriyordu? Çekip gitmek istiyordu buralardan, buhar olup uçmak. Hayatında yerleştiği en güzel yere daha alışamadan kovuluvermişti. Ellerini yüzüne bastırıp sakinleşmeye çalışırken minicik bir el dizine dokundu. “Babam sana da mı bağırdı öğretmenim?” *** Delikanlılığında gönlünü bir zalime kaptıran Murat, karşılıksız aşkını kalbine gömüp yoluna devam edebilmek için Ayşe ile evlenir. Sıcak huzurlu ve tutku dolu bir hayata kavuşmuş, yaraları şifa bulmuşken gençliğinin katili Leyla, mahalleye geri döner.. Aşkın Külleri hayatımızdan gerçek öykülerle sizleri bekliyor.
Beş yıllık kocan hafızasını kaybederek bir yabancıya dönüşür ve arada sadece şehvet kalırsa neler olur? *** “Ne yani bana uzaylı sümüğüne benzeyen o şeyi içirdikten sonra karşıma geçip kahve mi içeceksin. Ben de bir bardak istiyorum, hemen şimdi. Sen nasıl dindarsın böyle göz hakkı diye bir şey duymadın mı, gözüm burnum kulağım her yerimin hakkı var o kahvede" Eğlenme sırası şimdi Esma’ya geçmişti. Kahvesinden büyük bir yudum aldıktan sonra gözlerini yumup başını arkaya atarak zevkle inledi. Hiç de o kadar sevmiyordu kahveyi, maksadı kocasını delirtmekten başkası değildi, tabi şimdilik bunu bilmesine gerek yoktu onun. Usulca gözlerini aralayıp kocasına baktığında beklediği manzara bu değildi. O kızgın, isyankar hatta ayaklanmaya çalışan bir koca bekliyordu fakat karşısında gördüğü adam güdümlü füze gibi kendisine kilitlenmişti. Genç adam ayaklarını sarkıtarak oturduğu yatakda elini kaldırıp karısına yaklaşmasını işaret etti. Konuşmak istemiyordu eyleme geçmek istiyordu, o kahveyi bir an önce tatmak istiyordu. Korka korka yanına adımlayan Esma kocasının şimdi ne yapacağını deli gibi merak ederken her şey bir anda oluverdi. Genç adam hızla yakasından tuttuğu karısının kendine çekmiş iştahla dudaklarına kapanmıştı çoktan. İstemsizce araladığı dudaklarından içeri sızan kocası aradığı kahve tadını bulmuş olmalıydı ki Esma’dan çok daha güçlü inledi. Adam keşfetmek istiyordu. Beş yılını geri almak ister gibi daha da tutku ile sarmaladığı kadını yanına oturtup yanaklarını kavradı. Elinin altında alev almış gibi yanan pürüzsüz ten adamı deli ediyordu, çok daha fazlasını istedi. Boynunun altına düğümlediği yazmasını çözüp hızla sıyırdı. Saçlarının etrafına doladığı lastiği bir çırpıda çıkardı. Ellerinin keşfettiği incecik boyun ateş atıyordu sanki. Dokunmak yetmiyordu, tatmak istedi. Dudaklarını önce çenesine bastırdı. Dinlene dinlene usul usul ilerledi. Gözlerini açmadan kulağının altına oradan boynuna uzandığı kadın, öpücükler gittikce ıslak bir hal alırken sıkıca omuzlarına tutunmuş, elinin altında küçük bir güvercin gibi titriyordu şimdi. Şu an şu saniye aklında ne nişanlısı bildiği Sevda kalmıştı ne de Esma'nın bir yabancı olduğu. Dünyada yalnızca ikisi kalmıştı ve sanki bu kadarı her şeye yeter gibiydi. Bir nefeslik mesafede uzaklaşıp gözlerini aralayarak sabahtan beri merak ettiği saçlara değdirdi. Kadının başının iki yanına dağılmış bukle bukle turuncuya çalan kızıl saçlar gerçek bir meydan okumaydı ve bu düelloda Tarık’ın kazanma olasılığı oldukça zayıftı. Bile bile kaybetmeyi seçerek hızla kadının üzerine eğildiğinde koluna takılı serumun direğinden güçlü bir ses geldi. Gözlerini kapayıp sakinleşmeye çalışırken alnını kadının omzuna yasladı. Canı da acımıştı ama umrunda bile değildi. Bütün atmosfer bozulmuştu, elinden şekeri alınmış çocuklar gibi tepinerek ağlamak istiyordu. Usulca doğrulmaya çalışırken kolu bir kez daha acıdı. "Hay s.eyim!.."
"Söylesene Yusuf.. her gel dediğinde geldim diye mi annenin gözünde o.pu oldum. Namusum böyle paspas olacaktıysa sen bana neden iki nikah kıydın ki?” ** Üvey baba yanında şiddet ve sefalet içinde büyüyen Gökçe, üniversite okumak için ablasının yaşadığı şehre taşınır. Ablası yaptığı ikinci evliliğinde mutluluğu ararken hayatları aksiyon içinde geçmektedir.
“Tuvalette laf dinleyip kuzenime ispiklemek senin gibi imanlı bir gence yakışıyor mu Enes Tahir?” Genç adam bir an yakalanmışlık hissiyle afallasa da çabuk toparlandı. O kötü bir şey yapmamıştı ki, bir insanı korumaktan başka amacı yoktu. Bir teşekkür beklemiyordu ama hesap da vermeyecekti. Neden sonra hayretle sordu. “Sen hakkında konuşulanlardan değil de benim yaptığımdan mı rahatsız oldun sahiden?” Kız oyuncu bir kahkaha attı. “ Evet senin ne ayak olduğunu anlamanın başka yolu yoktu. Ben istedim seni yemlemelerini sen de kuzu kuzu oltaya geldin.” Enes Tahir bu kızın hala neyine şaşırıyor diye kendini sorguladı. Sınırlarının olmadığını pek çok kez gözleriyle tecrübe etmişti oysa. Kollarını bir birine bağlayıp savunma pozisyonu alarak arkasına yaslandı. “Eeee anladın mı bari ne ayak olduğumu?” Kız öbür elini de masanın üzerine koyarak iyice suratına eğildi genç adamın. “Ya herkesin işine burnunu sokmaktan zevk alan bi g.tsün , ya da bana aşıksın..”
Ömer.. Genç yaşına rağmen hep çatık duran kaşlarını bir hançer yarası gibi bölen keder çizgisi, alayına isyan der gibi dimdik duran omuzlarına binmiş kader yüküyle bir garip adam. Cemre... Bir kar küresi gibi ışıl ışıl hayatında hiç örselenmemiş, ertelenmemiş, hiç el değmemiş, ama gerçekten hiç sevilmemiş, yavru bir ceylan. Apansız kopan fırtınayla savrulan fanusu, hayatına kalkan olmak yerine ayaklarına batan cam kırıklarına dönüştüğünde tutunduğu el yaralarına merhem olacak mı? (şimdilik sadece tanıtım bölümleri)
Dear Reader, we use the permissions associated with cookies to keep our website running smoothly and to provide you with personalized content that better meets your needs and ensure the best reading experience. At any time, you can change your permissions for the cookie settings below.
If you would like to learn more about our Cookie, you can click on Privacy Policy.