Annemin büyük kelebeği değil, babamın küçük böceğiydim ben! Yokluğun dibiydi gözleri. Koskoca mavi bir boşluk. Kalbimi en derinden etkileyebilecek, gökyüzünü bile imrendirecek masmavi gözleri vardı adamın. Yokluğu seni nefessiz bırakan, varlığı ise nefesini kesen bir adamdı. Kokusu huzur dolu, teni ise alevdi. Dokunduğu yeri yakan. Geldiği yere huzur getiren bir koruyucuydu. Buz dağının arkasındaki hisleri buğulu bile görünmeyecek kadar gerideydi. Kalbinin en gerisindeydi hisleri, yokluğun en dibinde. Siyah kadar yalnız, mavi kadar sonsuzdu gözleri! (Kitaptan alıntı!) "Ama küçük bir 'hayal'" yanıma yaklaşıp elini dostça omzuma koydu. "Hiçbir çocuğun hayali küçük değildir. Ve hiçbir hayal önemsiz değildir." sesi sonuna doğru kısılırken söylediği cümle bana güç veriyordu. "Senin, benim için olduğu gibi."
Annemin büyük kelebeği değil, babamın küçük böceğiydim ben! Yokluğun dibiydi gözleri. Koskoca mavi bir boşluk. Kalbimi en derinden etkileyebilecek, gökyüzünü bile imrendirecek masmavi gözleri vardı adamın. Yokluğu seni nefessiz bırakan, varlığı ise nefesini kesen bir adamdı. Kokusu huzur dolu, teni ise alevdi. Dokunduğu yeri yakan. Geldiği yere huzur getiren bir koruyucuydu. Buz dağının arkasındaki hisleri buğulu bile görünmeyecek kadar gerideydi. Kalbinin en gerisindeydi hisleri, yokluğun en dibinde. Siyah kadar yalnız, mavi kadar sonsuzdu gözleri! (Kitaptan alıntı!) "Ama küçük bir 'hayal'" yanıma yaklaşıp elini dostça omzuma koydu. "Hiçbir çocuğun hayali küçük değildir. Ve hiçbir hayal önemsiz değildir." sesi sonuna doğru kısılırken söylediği cümle bana güç veriyordu. "Senin, benim için olduğu gibi." Her hikâye mutlu sonla biter ama benim hikâyem bitmedi..!
"Ölüm mü dedin?" Kahkaha karışık inlememle birlikte; kahverenginin en koyu tonu gözler, benim siyahımla buluştu. "Ben ölümüm Kayra." Dedim. Bir adımda onunla burun buruna gelerek " Ben ölümüm." Diye fısıldadım. "Sen meleksen ben azrailim. Sen Çoban Yıldızıysan ben o gecenin karanlığıyım." "Ama..." dedi devamı yoktu. O da biliyordu ölümden korkmadığımı. <><><><> "Gitme!" Diye haykırdı. Sesi o kadar gür ve keskin çıkmıştı ki olduğum yerde kaldım. "Canın yansın istemiyorum Çoban Yıldız'ım. Çünkü benimleyken canın hep yanacak." Ona Çoban Yıldızı demem hoşuna gitmiyordu çünkü bana ışık olmadığını sanırdı. Benden uzak olmak istemiyordu ama unuttuğu bir sey var; yıldızlar ne kadar uzak olsa da, ışığı yeterdi aydınlanmaya. Tek sorun yıldızlar olsa keşke... "Sen gidersen daha çok yanar canım." Ben kalırsam yanacak bir canın olmayacak demek istedim ama beynim çoktan aptalca bir yalan uydurmuştu. "Seni sevmiyorum Kayra. Hiçte sevmedim. Sadece denedim belki bu buz kalbim erir diye ama başaramadın." Arkamı dönüp yüzüne baksam bunları asla söyleyemezdim. Melekleri andıran teni ruhu ile uyumlu şekilde iyilik doluydu. "Shaula." Dedi. Dudaklarını görmesem bile acıyla titredigini hissedebiliyordum. "Sen Çoban Yıldızısın ben ise Shaula. Sen yol gösterirsin ben ise ölüme davet ederim. Sen ışıksın ben ise zehir." Dedim kalbimi sızlatan acıyla birlikte. Ona bir sey olsun istemiyordum. Benimleyse ölüm nefes kadar yakınında olacaktı. Ondan ne kadar kopmak istemesem de iyiliği için yapmak zorundaydım. "Gitme." Dedi güçsüz bir sesle ama ne o engel oldu ne de ben durdum.
Dear Reader, we use the permissions associated with cookies to keep our website running smoothly and to provide you with personalized content that better meets your needs and ensure the best reading experience. At any time, you can change your permissions for the cookie settings below.
If you would like to learn more about our Cookie, you can click on Privacy Policy.